11 Mayıs 2011 Çarşamba

Kanlı Ortasaha Savaşı

Yine geldi başımıza bir “kara bela”. Kara bela daha öncede bahsettiğim gibi İBBspor.  Her sene kabus gibi iki maç oynarız onlarla. Yeri gelir heyecanlı bir şekilde üstünlüğümüz geçer; yeri gelir yere yatın diye serzenişte bulunuruz. Ama sonuç nedense hep aynıdır. İBB istediğini alır, kartal bakar.


İBB Beşiktaş maçlarının genel özeti şu şekildedir: İBB golü attı. Beşiktaş topa 90 dk boyunca sahip; baskılı bir oyun oynadığı “gözüken” kartal 85 ve sonrası dakikalarda ikinci golü yedi maç bitti.

Sizce bu tesadüf olabilir mi? Abdullah Avcı’nın “ Dikkat edin hiçbir maçta yakalayamadığımız pozisyonları bu maçta yakalıyoruz.”  Sözü öylesine söylenmiş bir söz mü? Ya da sadece bunu ekstra motivasyon ile mi açıklayabiliriz? Bence hiçbiri değil. İBB haklı galibiyetler ile bizi kelimenin tam anlamı ile neredeyse her maç kahretti. Gelin şimdi neden tesadüf olmadığını gösterelim.

2007-2008
Beşiktaş 0 - 0 İBBSpor 
İBBSpor 2 - 1 Beşiktaş 

2008-2009
İBBSpor 1 - 1 Beşiktaş 
Beşiktaş 2 - 1 İBBSpor 

2009-2010
İBBSpor 1 - 1 Beşiktaş 
Beşiktaş 2 - 0 İBBSpor

2010-2011
Beşiktaş 0 - 2 İBBSpor 
İBBSpor 2 - 1 Beşiktaş 

Oynanan maçlar bu şekilde idi.Bazı maçları eminim anımsıyorsunuzdur. Vermek istediğim şeye gelince. Basitinden gidelim hepimiz İBB’nin alanı çok iyi daraltan, takım olarak topun gerisine geçen, “katı” savunma yapan bir takım olduğunu biliyoruz. Kilit noktaya geliyoruz biz bunun karşısında ne yaptık? Mustafa Denizli dışında bunu yapan hoca olmadı. Dikkat ettiyseniz iki galibiyette Mustafa Denizli zamanından kalma. Mustafa Denizli ne yaptı? Gerçekten çok basit: Ortasahayı kalabalık tuttu.


Yukarıdaki maçlarla paralel bir şekilde o maçlarda hangi ortasaha oyuncuları ile oynadığımızı ve pas alışverişi yaptığımızı yazıyorum şimdi. Olayı net bir şekilde kavrayacağınıza eminim. Cisse-Delgado, Tello-Delgado, Cisse-Delgado, Ernst-Tello-Delgado, Fink-Ernst, Fink-Necip-Ekrem, Ernst-Delgado ve Aurelio-Guti.

Kazandığımız maçların üçlü ortasaha varyasyonu ile sahaya çıktığımız maçlar olması kesinlikle tesadüf değil. Bu ülkede taktik defansını en iyi uygulayan takım kesinlikle İBB’dir. Abdullah Avcı’nın çok iyi bir taktik zekası olduğuna eminim. Dün yaptığı açıklamada Schuster’in takımı ile oynamayı tercih ederdim lafı boşuna ağzından çıkmadı. O da farkında olabileceklerin. Tayfur Havutçu’nun Mustafa Denizli’den bu lige dair çok şey öğrendiğini net bir şekilde biliyor.


Ortasahada kullanılan isimlerin a veya b olması çok önemli olmaz. Çünkü karşımızdaki takım her zaman çok yetenekli oyunculardan kurulu değil. Sadece takım olgusu ön planda ve kendilerini iyi tamamlıyorlar. Kısacası olay nicelikte. Üç ortasaha oyuncusu ile sahaya çıkıldığı zaman pas varyasyonları artıyor. Rakip takımın ön liberosu Mahmut’un kafası daha fazla karışıyor. Ekstra adamla uraşmak zorunda kalıyor. Dolayısı ile pres gücü zayıflıyor. Sözde baskı yerine özde baskıya bırakıyor böyle olunca.İBBspor’un kilit noktası işte burası. Oyunun merkezi. Oynun merkezini yorduğunuz ve düşünmeye fırsat bırakmayacak paslaşmalar yaptığınız taktirde rahat maçlar kazanırsınız. Trabzonspor’un farklı bir şekilde İBBspor’u mağlup etmesine gıpta ile bakan Beşiktaşlı arkadaşlarım vardır. Olay bu kadar “basit” Selçuk-Ceyhun-Colman veya benzeri bir üçlü ile çıkıyor Şenol Hoca bu maçlara. Farkta TS adına kaçınılmaz oluyor.

Umarım ortasahanın önemini kavratabilmişimdir. Günümüz futbolu modern ortasaha savaşı şeklinde geçmekte. Malum ortasahası iyi olan kazanır.


NOT: Bugün kazanmaktan başka şansımız yok. Kazanırsak çok mühim olaylar bizi bekliyor buna eminim.
DİP NOT: Tribünler bugün mükemmel olacaktır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...