26 Temmuz 2014 Cumartesi

Baba Ocağı

Genel itibari ile yazmayı çok seven bir insanım. Kendini konuşarak ifade etmekte zaman zaman zorlanan bir adam olarak addetmenin getirisi de olabilir bu. Yazmanın rahatlattığını, suni de olsa "içindekileri dökmenin" en klas yolu olduğuna inanırım. İtiraf edeyim, edebiyatı ucundan kıyısından da olsa takip etme uğraşındayım ve sevdiğim yazarların çoğunun yaptığı gibi takma bir ad kullanarak birçok mecrada çeşitli yazılar da yazdım. Buna fırsat veren adı bende saklı birçok insana teşekkürlerimi sunmayı da borç bilirim. Vefasızlık etmek istemem ama artık farklı bir yola girmem gerektiğini belirtip onlardan toplu affımı da isteyeyim. Bu yazı aslında manifestolara ucundan dokunduran bir iç geçirişi konu ediyor. Çok uzun olmayacak. 

İbrahim'den başlamam gerek. İbrahim Tilki... Can dostum diye adlandırdığım insanlardan birisi. Açıkçası onu anlatmaya benim kelimelerim yetmez. Her daim gurur duyduğum bir insandır. Desteklerini göz ardı etmem imkansız. Yola onunla çıktım. 2010 ya da 2011'de henüz lise çağındayken ben bu blogu, o da kendine ait blogu açarak işin içine girdik. Çeşitli noktalardan geçtik ve en nihayetinde kendi yolumuzu çizmeye başladık. Hayal ettiğimizin ötesinde bir yere geldiğimizi onun da onayını almış olmanın gönül rahatlığı ile peşin peşin söyleyebilirim. Sırası ile Kartal Bakışı TV'de program, besiktasscout'da yazarlık, Yenilsen de Yensen de'de birkaç program, YarıSaha'da yazarlık, çocukluk hayalim olarak niteleyebileceğim Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde gönüllü scoutluk ve Beşiktaş TV... Hepsi benim için ayrı ayrı tecrübeler oldu. Birbirinden klas insanlar kazandım. Kimisi ile aynı sofrada bir ekmeği paylaştım, kimisi ile birer bira ile sohbeti katık ettik. Hayatımın belki de en rahat yıllarını yaşadığım şu son üç yılında bu insanların hepsi bende birer iz bıraktı fakat en yararlılarını son birkaç ayda elde ettim dersem yeridir. 21 yaşında bir gencin elde edebileceği en güzel hayat derslerinden birini almanın haklı gururunu yaşıyorum. 15 yıl ailesinin tek çocuğu olarak el bebek gül bebek yetişmiş bir insanın hayata atılmasına ramak kalmış zaman diliminde aldığım bu ders ilerleyen yaşantıma hiç şüphesiz ki olumlu etki edecektir. Nitekim etti de. Hırslıyım. İstekliyim. Sonu nereye gidecek bilmiyorum ama gittiği noktanın beni tatmin edeceğinden bu gece itibari ile eminim. 

Sonuç nereye mi varacak? Bir yere varmıyoruz aslında. Bir de buraya not düşeyim. Beşiktaş Jimnastik Kulübü ile kalan tek bağım taraftarlık bağıdır. Gönüllü scoutluk görevinden yaklaşık 2 hafta önce affımı istedim. Beşiktaş TV'de sağlık bahanesinin ardına sığınmama rağmen -bu kesinlikle bir yalan değildi- aldığım tepkiler sebebi ile işin doğrusunu açıklayabilirim. Yol arkadaşım olarak gördüğüm insanlar ile yaşadığım ayrılıklar sebebi ile o alanı da kendilerini bıraktım. Üzgün müyüm? Bir ara üzgündüm ama artık değilim. Elimde kalan tek sıfat YarıSaha Editörlüğü. Bu da Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde yaratılan suni görevlere benziyor, şeklen... O ailenin bir üyesi olmaktan yine gurur duyuyorum. Amacımı da açık açık belirteyim. Seneye son bulacak eğitim öğretim hayatımın beni götürdüğü yerin aksine spor medyasında kendime bir yer edinmek. Bu kısmın ucunu açık bırakalım. Eyvallah.

Ufuk Tolga Aldırmaz

11 Ocak 2014 Cumartesi

Maupay

Profil

14 Ağustos 1996 doğumlu Neal Maupay, Ligue 1 ekiplerinden Nice'de forma giyiyor. Versay doğumlu kendisi. Annesi Arjantinli. Bu da oğlunun çifte vatandaş olmasını sağlıyor. Babasının işleri sebebiyle Maupay daha çok küçük yaşlardayken Cote D'Azur'a yerleşiyorlar. Altı yaşındayken Valbonne Sophia-Antipolis adından yerel bir kulübün alt yapısına yazdırılıyor. On birine geldiğinde de Nice tarafından akademilerine davet alıyor. Beş yıl eğitim gördükten sonra bu yıl A takıma yükseliyor. Geçtiğimiz sezon başında 15 Eylül'de Brest karşısında 90. dakikada oyuna girerek ilk profesyonel karşılaşmasında görev alıyor. Ardından iki sezon öncesinin şampiyonu Montpellier ile deplasmanda oynanan mücadelenin 67. dakikasında oyuna girip bir de asist yazıyor hanesine. Derken bir kaç maç sonra 2-2 berabere giden Evian karşılaşmasında 87'de girip 89'da takımının galibiyet golüne imza atıyor bu genç adam. Daha sonra birkaç defa daha böyle sihirli dokunuşlara imza atıyor. Medyanın o dönem göz bebeği haline gelen Maupay, Fransa Milli Takımı'nın formasını da yaklaşık 30 kez terletti. Kariyerinde toplam 50 maça çıkan Maupay 14 gol 8 asistlik performans çizmiş. 

Tarz

Santrafor, yardımcı santrafor, ikinci santrafor ve hatta kanat forvet olarak oynayabilen Maupay'ı tarz olarak şu sıralar Torino'da top koşturan Carlos Tevez'e benzetmek sanırım doğru olacaktır. Elbette bu benzetmenin eksik ve noksan tarafları da her benzetmede olduğu gibi mevcut. 

Güçlü Yönleri

Fiziğinin avantajlarını ve dezavantajlarını bilerek oynayan bir oyuncu Maupay. Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında. Kısacası farkındalığı olan bir oyuncu. Bunun yanı sıra Fransız futbolunun alt yapıda trend olduğu şu günlerde, yetiştirdiği her oyuncuya kattığı kaliteli eğitim Maupay'da da mevcut. Bu iki nokta benim için ciddi manada önem teşkil ediyor. Sezgileri yaşına oranladığımız zaman bizi şaşırtacak şekilde iyi seviyede. Bir golcü için sezgi, en az stoper mevkiisinde oynayan futbolcular kadar önemlidir. Hız, hızlanma ve patlayıcılık yine onun güç hanesinde yazılı olan başlıklardan. Ceza sahası içi gol vuruşları kendini keyifle izletiyor. Oyun algısının iyi oluşu ile de tüm bunlar birleşince iyi bir ceza sahası golcüsü olduğu ortaya çıkıyor diyecek olursak yeridir. Bunların yanında onu belki de Tevez'e tarz olarak benzetmemin en büyük sebebini belirtmeliyim: Top sürme... Bir santrafor için modern zaman özelliklerinden biridir. Repertuarında bunu barındırması çok önemli.

Zayıf Yönleri 

Kesinlikle yüksek toplar. Bunun yanında uzaktan şut eksiği gözle görülür seviyede. Yaşının getirisi olarak insiyatif almaktan kaçındığını da söyleyebilirim. Çok zoraki bir ekstra da markajdan kurtulurken yaşadığı sıkıntılar olabilir. 

Nasıl Kullanılabilir?

Tarzından bahsederken dile getirdiğim gibi versatil bir hücum oyuncusu. Buna karşın şu an için performansını tam anlamı ile yansıtabileceği mevkii santrafordur. 

Transfer Durumu

Geçtiğimiz sezon attığı kritik goller ile adından fazlası ile söz ettirdi. Şu an için dedikodu dahi yok. Buna karşın önce Fransa'nın üst sıralarına gedikli olan takımlarından birine, sonra da Avrupa'nın TOP seviyedeki liglerine yol alacağından hiç kuşkunuz olmasın. 

Gelecekte Ne Olur? 

Fransızlar'ın kendine has o abartılı üslubu Maupay'ı betimlerken de sirayet ediyor. Daha şimdiden Fransa Milli Takımı'nda yıldızlaşacağını iddia etseler de temkinli olmakta fayda var. Şüphesiz ki Maupay birinci sınıf bir santrafor olabilir. Yapması gereken tek şey gelişimini devam ettirmesi. İngiliz Milli Takımı'nın formasını 16 yaşında giyen Rooney'e benzer bir gelişim yaşayabilir mi? Şu an için pek mümkün görünmüyor. 

Coman



Tarz

Tarz belirtirken  oluşturduğum kendime has çekingenliği Kingsley Coman'da da sergileyeceğim. Beklentileri yükselten bir örnek verebilirim lakin ayakları yere sağlam basmak gerek. Cristiano Ronaldo'nun Sporting günlerini anımsatan bir tarzı var. Belki daha aklı başında ama yetenek olarak daha fakir(!) olan versiyonu.

Güçlü Yönleri

Kingsley Coman efektif bir top tekniğine sahip. Efektif sıfatını koymamın sebebi hem artistik bir tekniğe hem de bu tekniği saha içinde yararlı kullanma huyundan ötürü. İki ayağını kullanabilmesi ile bu durum birleşince ölümcül bir oyuncu haline gelebilmekte. Top kontrolü ve hızı göz dolduran cinsten. Hızlanış avantajını da topsuz oyunda fazlası ile kullanıyor. Bununla beraber top sürme özelliği de mevcut. Rakibini rahatlıkla ekarte edebiliyor, içe rahat kıvrılabiliyor. Zeki bir oyuncu. Hücum aksiyonlarında nerede ne yapacağını gayet iyi biliyor. Törpülenmiş ancak yok edilememiş egosuna rağmen doğruyu seçmekte zorlanmıyor. En büyük artısı da bana kalırsa olgun bir oyun icra ediyor olması.

Zayıf Yönleri

Maç tecrübesi yok. Süre buldukça kişisel gelişimi de hızlanacaktır. Orta zaafiyeti de mevcut. Yüksek toplar konusunda da arafta kalmış bir vaziyette. Zayıf demek belki hoş olmayacak lakin geliştirmesi gerek.

Nasıl Kullanılabilir?

Hücumun iki kanadı ve orta sahada hücumcu merkez oyuncusu olarak kullanılabilir. İlk etapta kanatta kullanılması oyun görüşünü de geliştirecektir diye düşünüyorum.

Transfer Durumu

Söz konusu değil. Paris Saint-Germain'in alt yapısının göz bebeklerinden.

Gelecekte Ne Olur?

Beni fazlası ile heyecanlandıran bir isim. 16 yaş hakikaten zor yaş. Buna karşın muhteşem bir potansiyeli ve onu realiteye çevirebilecek bir mental yapıya sahip.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...