26 Temmuz 2014 Cumartesi

Baba Ocağı

Genel itibari ile yazmayı çok seven bir insanım. Kendini konuşarak ifade etmekte zaman zaman zorlanan bir adam olarak addetmenin getirisi de olabilir bu. Yazmanın rahatlattığını, suni de olsa "içindekileri dökmenin" en klas yolu olduğuna inanırım. İtiraf edeyim, edebiyatı ucundan kıyısından da olsa takip etme uğraşındayım ve sevdiğim yazarların çoğunun yaptığı gibi takma bir ad kullanarak birçok mecrada çeşitli yazılar da yazdım. Buna fırsat veren adı bende saklı birçok insana teşekkürlerimi sunmayı da borç bilirim. Vefasızlık etmek istemem ama artık farklı bir yola girmem gerektiğini belirtip onlardan toplu affımı da isteyeyim. Bu yazı aslında manifestolara ucundan dokunduran bir iç geçirişi konu ediyor. Çok uzun olmayacak. 

İbrahim'den başlamam gerek. İbrahim Tilki... Can dostum diye adlandırdığım insanlardan birisi. Açıkçası onu anlatmaya benim kelimelerim yetmez. Her daim gurur duyduğum bir insandır. Desteklerini göz ardı etmem imkansız. Yola onunla çıktım. 2010 ya da 2011'de henüz lise çağındayken ben bu blogu, o da kendine ait blogu açarak işin içine girdik. Çeşitli noktalardan geçtik ve en nihayetinde kendi yolumuzu çizmeye başladık. Hayal ettiğimizin ötesinde bir yere geldiğimizi onun da onayını almış olmanın gönül rahatlığı ile peşin peşin söyleyebilirim. Sırası ile Kartal Bakışı TV'de program, besiktasscout'da yazarlık, Yenilsen de Yensen de'de birkaç program, YarıSaha'da yazarlık, çocukluk hayalim olarak niteleyebileceğim Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde gönüllü scoutluk ve Beşiktaş TV... Hepsi benim için ayrı ayrı tecrübeler oldu. Birbirinden klas insanlar kazandım. Kimisi ile aynı sofrada bir ekmeği paylaştım, kimisi ile birer bira ile sohbeti katık ettik. Hayatımın belki de en rahat yıllarını yaşadığım şu son üç yılında bu insanların hepsi bende birer iz bıraktı fakat en yararlılarını son birkaç ayda elde ettim dersem yeridir. 21 yaşında bir gencin elde edebileceği en güzel hayat derslerinden birini almanın haklı gururunu yaşıyorum. 15 yıl ailesinin tek çocuğu olarak el bebek gül bebek yetişmiş bir insanın hayata atılmasına ramak kalmış zaman diliminde aldığım bu ders ilerleyen yaşantıma hiç şüphesiz ki olumlu etki edecektir. Nitekim etti de. Hırslıyım. İstekliyim. Sonu nereye gidecek bilmiyorum ama gittiği noktanın beni tatmin edeceğinden bu gece itibari ile eminim. 

Sonuç nereye mi varacak? Bir yere varmıyoruz aslında. Bir de buraya not düşeyim. Beşiktaş Jimnastik Kulübü ile kalan tek bağım taraftarlık bağıdır. Gönüllü scoutluk görevinden yaklaşık 2 hafta önce affımı istedim. Beşiktaş TV'de sağlık bahanesinin ardına sığınmama rağmen -bu kesinlikle bir yalan değildi- aldığım tepkiler sebebi ile işin doğrusunu açıklayabilirim. Yol arkadaşım olarak gördüğüm insanlar ile yaşadığım ayrılıklar sebebi ile o alanı da kendilerini bıraktım. Üzgün müyüm? Bir ara üzgündüm ama artık değilim. Elimde kalan tek sıfat YarıSaha Editörlüğü. Bu da Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde yaratılan suni görevlere benziyor, şeklen... O ailenin bir üyesi olmaktan yine gurur duyuyorum. Amacımı da açık açık belirteyim. Seneye son bulacak eğitim öğretim hayatımın beni götürdüğü yerin aksine spor medyasında kendime bir yer edinmek. Bu kısmın ucunu açık bırakalım. Eyvallah.

Ufuk Tolga Aldırmaz

11 Ocak 2014 Cumartesi

Maupay

Profil

14 Ağustos 1996 doğumlu Neal Maupay, Ligue 1 ekiplerinden Nice'de forma giyiyor. Versay doğumlu kendisi. Annesi Arjantinli. Bu da oğlunun çifte vatandaş olmasını sağlıyor. Babasının işleri sebebiyle Maupay daha çok küçük yaşlardayken Cote D'Azur'a yerleşiyorlar. Altı yaşındayken Valbonne Sophia-Antipolis adından yerel bir kulübün alt yapısına yazdırılıyor. On birine geldiğinde de Nice tarafından akademilerine davet alıyor. Beş yıl eğitim gördükten sonra bu yıl A takıma yükseliyor. Geçtiğimiz sezon başında 15 Eylül'de Brest karşısında 90. dakikada oyuna girerek ilk profesyonel karşılaşmasında görev alıyor. Ardından iki sezon öncesinin şampiyonu Montpellier ile deplasmanda oynanan mücadelenin 67. dakikasında oyuna girip bir de asist yazıyor hanesine. Derken bir kaç maç sonra 2-2 berabere giden Evian karşılaşmasında 87'de girip 89'da takımının galibiyet golüne imza atıyor bu genç adam. Daha sonra birkaç defa daha böyle sihirli dokunuşlara imza atıyor. Medyanın o dönem göz bebeği haline gelen Maupay, Fransa Milli Takımı'nın formasını da yaklaşık 30 kez terletti. Kariyerinde toplam 50 maça çıkan Maupay 14 gol 8 asistlik performans çizmiş. 

Tarz

Santrafor, yardımcı santrafor, ikinci santrafor ve hatta kanat forvet olarak oynayabilen Maupay'ı tarz olarak şu sıralar Torino'da top koşturan Carlos Tevez'e benzetmek sanırım doğru olacaktır. Elbette bu benzetmenin eksik ve noksan tarafları da her benzetmede olduğu gibi mevcut. 

Güçlü Yönleri

Fiziğinin avantajlarını ve dezavantajlarını bilerek oynayan bir oyuncu Maupay. Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında. Kısacası farkındalığı olan bir oyuncu. Bunun yanı sıra Fransız futbolunun alt yapıda trend olduğu şu günlerde, yetiştirdiği her oyuncuya kattığı kaliteli eğitim Maupay'da da mevcut. Bu iki nokta benim için ciddi manada önem teşkil ediyor. Sezgileri yaşına oranladığımız zaman bizi şaşırtacak şekilde iyi seviyede. Bir golcü için sezgi, en az stoper mevkiisinde oynayan futbolcular kadar önemlidir. Hız, hızlanma ve patlayıcılık yine onun güç hanesinde yazılı olan başlıklardan. Ceza sahası içi gol vuruşları kendini keyifle izletiyor. Oyun algısının iyi oluşu ile de tüm bunlar birleşince iyi bir ceza sahası golcüsü olduğu ortaya çıkıyor diyecek olursak yeridir. Bunların yanında onu belki de Tevez'e tarz olarak benzetmemin en büyük sebebini belirtmeliyim: Top sürme... Bir santrafor için modern zaman özelliklerinden biridir. Repertuarında bunu barındırması çok önemli.

Zayıf Yönleri 

Kesinlikle yüksek toplar. Bunun yanında uzaktan şut eksiği gözle görülür seviyede. Yaşının getirisi olarak insiyatif almaktan kaçındığını da söyleyebilirim. Çok zoraki bir ekstra da markajdan kurtulurken yaşadığı sıkıntılar olabilir. 

Nasıl Kullanılabilir?

Tarzından bahsederken dile getirdiğim gibi versatil bir hücum oyuncusu. Buna karşın şu an için performansını tam anlamı ile yansıtabileceği mevkii santrafordur. 

Transfer Durumu

Geçtiğimiz sezon attığı kritik goller ile adından fazlası ile söz ettirdi. Şu an için dedikodu dahi yok. Buna karşın önce Fransa'nın üst sıralarına gedikli olan takımlarından birine, sonra da Avrupa'nın TOP seviyedeki liglerine yol alacağından hiç kuşkunuz olmasın. 

Gelecekte Ne Olur? 

Fransızlar'ın kendine has o abartılı üslubu Maupay'ı betimlerken de sirayet ediyor. Daha şimdiden Fransa Milli Takımı'nda yıldızlaşacağını iddia etseler de temkinli olmakta fayda var. Şüphesiz ki Maupay birinci sınıf bir santrafor olabilir. Yapması gereken tek şey gelişimini devam ettirmesi. İngiliz Milli Takımı'nın formasını 16 yaşında giyen Rooney'e benzer bir gelişim yaşayabilir mi? Şu an için pek mümkün görünmüyor. 

Coman



Tarz

Tarz belirtirken  oluşturduğum kendime has çekingenliği Kingsley Coman'da da sergileyeceğim. Beklentileri yükselten bir örnek verebilirim lakin ayakları yere sağlam basmak gerek. Cristiano Ronaldo'nun Sporting günlerini anımsatan bir tarzı var. Belki daha aklı başında ama yetenek olarak daha fakir(!) olan versiyonu.

Güçlü Yönleri

Kingsley Coman efektif bir top tekniğine sahip. Efektif sıfatını koymamın sebebi hem artistik bir tekniğe hem de bu tekniği saha içinde yararlı kullanma huyundan ötürü. İki ayağını kullanabilmesi ile bu durum birleşince ölümcül bir oyuncu haline gelebilmekte. Top kontrolü ve hızı göz dolduran cinsten. Hızlanış avantajını da topsuz oyunda fazlası ile kullanıyor. Bununla beraber top sürme özelliği de mevcut. Rakibini rahatlıkla ekarte edebiliyor, içe rahat kıvrılabiliyor. Zeki bir oyuncu. Hücum aksiyonlarında nerede ne yapacağını gayet iyi biliyor. Törpülenmiş ancak yok edilememiş egosuna rağmen doğruyu seçmekte zorlanmıyor. En büyük artısı da bana kalırsa olgun bir oyun icra ediyor olması.

Zayıf Yönleri

Maç tecrübesi yok. Süre buldukça kişisel gelişimi de hızlanacaktır. Orta zaafiyeti de mevcut. Yüksek toplar konusunda da arafta kalmış bir vaziyette. Zayıf demek belki hoş olmayacak lakin geliştirmesi gerek.

Nasıl Kullanılabilir?

Hücumun iki kanadı ve orta sahada hücumcu merkez oyuncusu olarak kullanılabilir. İlk etapta kanatta kullanılması oyun görüşünü de geliştirecektir diye düşünüyorum.

Transfer Durumu

Söz konusu değil. Paris Saint-Germain'in alt yapısının göz bebeklerinden.

Gelecekte Ne Olur?

Beni fazlası ile heyecanlandıran bir isim. 16 yaş hakikaten zor yaş. Buna karşın muhteşem bir potansiyeli ve onu realiteye çevirebilecek bir mental yapıya sahip.

20 Aralık 2013 Cuma

Mendy

Profil

Benjamin Mendy 17 Temmuz 1994 Fransa Longjumeau doğumlu bir isim. Futbol yaşantısına 2000 yılında amatör bir kulüp olan Palaiseau'da başlar. Burada geçen yedi sezonun ardından istikamet Le Havre olur. 2011'e gelene dek alt yapı kariyerini sürdüren Mendy, 2011'de Le Havre'nin as takımına yükselir. Geçecek olan iki sezonda birçok Ligue 1 takımının dikkatini çeken Mendy'nin rotası Marsilya olur. U16'dan beri formasını giydiği Fransa Milli Takımı'nın formasını henüz A milli olarak giyemese de istikrarı o günlerin de yakın olduğunu gösteriyor. Birçok kez kaptanlık da yapan Mendy profesyonel kişiliği ile daha şimdiden dikkat çeken bir sporcu. Kariyerinde toplam 100 karşılaşmaya çıkan Benjamin Mendy, üç gol altı asist ile oynuyor.

Tarz

Fiziği ve oyun tarzı olarak birine benzetecek olursak vatandaşı Aly Cissokho'ya benzetebiliriz. Cissokho'ya nazaran hücum aksiyonlarını daha iyi sergileyen Mendy, potansiyel olarak da daha fazlasını vaad ediyor.

Güçlü Yönleri

Fizik çatısı ve buna paralel gelişen atletik özellikleri son derece iyi seviyede. Bunun sahaya tezahürü güçlü bir futbolcu görüntüsü ki bu sadece görüntüde kalmıyor. Topla ilişkisi iyi denilebilecek seviyede. Pas oyununa yatkın. Çevre görüşü gelişmiş seviyede. Uzun toplar atarken sıkıntı yaşamıyor. Aynı zamanda ortalarının da tehlike arz ettiği "göz kararı" yüzdesi de hiç fena değil. Boyunun avantajını yüksek toplar ve ters kademelerde layıkı ile gösteriyor. Yer tutuşu ve dengeli oyunu da en önemli artıları. Markaj becerisi de yine fena sayılmayacak seviyede.

Zayıf Yönleri

Bir savunma ve özellikle de bek oyuncusu için hız önemlidir. Mendy için hızlı bir oyuncu desek bir hızlanması iyi olan bir oyuncu diyemeyiz. Dar alanda var olan çabukluğu geniş boşluklarda pek gözükmüyor. Gözlemleyebildiğim en önemli eksikliği de top kapmasındaki sıkıntı.

Nasıl Kullanılabilir?

Mendy için modern bir sol bek diyebiliriz. Oyunun iki tarafında da maç boyunca var. Geçmiş zamanda sol önde de oynadığı birçok karşılaşma oldu. Önde baskılı oyunlarda bekinizi çıkarmak istiyorsanız bir takım noksanları mevcut, yukarıda belirttim. Dengeli hücum yapmayı seven takımlar için ise bulunmaz nimet niteliğinde.

Transfer Durumu

Marsilya'ya içinde bulunduğumuz sezonun başında transfer olan Mendy için yakın gelecekte yeni bir transfer görünmüyor. Önümüzdeki sezonda özellikle İngiltere Premier Ligi'ne transfer olacak olursa açıkçası hiç şaşırmayacağım.

Gelecekte Ne Olur?

Yaşına göre önemli bir tecrübesi var. Yavaş yavaş Marsilya'nın ilk on birindeki yerini de alıyor. Gelecek sezonlarda aksilik olmadığı takdirde daha iyi liglerde göreceğimiz garanti. Buna karşın tepedeki takımlara mı yoksa yarışmacı takımlara mı gidecek işte o soru işareti. Ben oy hakkımı ilkinden yana kullanıyorum. Mendy'e de o şans gelecektir. Yetenekleri bunu hak ediyor.

Lazar

Profil

2 Mart 1994 tarihinde zamanın Yugoslavya'sı, bugünün Sırbistan'ının bir şehri olan Cacak'da dünyaya geldi. Ağabeyinin izinden gidip futbolcu olmak isteyen Lazar Markovic, Cacak'ın Borak Cacak kulübünde alt yapı kariyerine başladı. 2006 yılında Partizanlı yetkililer tarafından dikkat çeken Markovic artık ülkenin en büyük iki takımından birinin alt yapısında eğitim görecekti. Geçen beş yılın ardından 2011'de as takıma yükselen Markovic o zamanki teknik direktörleri Aleksandar Stanojevic tarafından Sloboda Uzice karşılaşmasının ikinci yarısında oyuna alınarak profesyonelliğe tam anlamı ile adım atmış olur. Batı Avrupalılar tarafından sıkça "Ağır çekimde oynanan lig" olarak nitelendirilen Sırbistan liginde fark yaratır ve Benficalı gözlemcilerin dikkatini çeker. Çıkan Chelsea söylentilerine rağmen Benfica ile beş yıllık sözleşme imzalar. Kariyerinde toplamda 100 karşılaşmada forma giyen Markovic 19 gol atıp 18 gol de attırır. Sırbistan Milli Takımı'nın formasını U17 seviyesinden beri giyen Markovic şu anda A milli takımın güncel kadrosunda yer almakta. 9 kez Sırp Milli Takımı'nın formasını giydi, buna karşın henüz golü yok.

Tarz

Açıkçası onun için herhangi bir futbolcu örneklemesi yapamıyorum. Birçok mevkiide forma giyip hepsinde de aşağı yukarı iyi performanslar sergilemesi bundaki en büyük sebep. Versatil oyuncu olmanın zararları(!).

Güçlü Yönleri

Hız, hız, hız... Topla hızlı. Topsuz oyunda hızlı. Verkaçlarda hızlı. Adeta rüzgarın oğlu. Yaş grubununda ve oynadığı takımlarda fark yaratmasının en büyük sebebi bu. Bu somut gözle görülebilir hıza bir de zihinsel çabukluk da eklenince ortaya çok acayip bir fark koyabiliyor. Top sürme kabiliyetinin de var olması saydığım bu özelikle de birleşince kelimenin tam anlamı ile tehlikeli bir hücum oyuncusu ortaya çıkıyor. Top tekniğinin gayet iyi oluşu onun için bir diğer artı. Topa hükmediyor tanımlamasını Markovic adına yapmamız için çok uzun süre bekleyeceğimizi tahmin etmiyorum. İki ayağını kullanabilmesi de oyundaki akışkanlığı açısından fazlasıyla önemli.

Bunların toplamı onu tam anlamı ile versatil bir hücum oyuncusu yapıyor. Hücumun her noktasında boy gösterebilmesi kendisi ve özellikle de teknik direktörü adına önemli bir artı. Kimi zaman sağ çizgiden orta keserken, kimi zaman soldan oyunu bekine açarken, kimi zaman da onu boşluklardan ceza sahasına sızarken görebilirsiniz. Bu fazlası ile önemli(bir alt başlıkta konu ile ilgili göreceğiniz eleştiri sizi yanıltmasın).

Ballandıra ballandıra yazdığım şu satırların hepsinden kıymetli olan "güçlü bir yönü" mevcut. O da azmi. Saha içinde çalışkan olarak niteleyemesek de ileride basketbol tabiri ile karakter koyabilecek bir hücum oyuncusu olma özelliği taşımakta. Zamanla bu daha da gelişecektir.

Zayıf Yönleri

Versatilliği onun başına dert açabilir. Mevkiisizlik problemi çekeceğini düşünmüyor olsam bile sıkıntı yaratabilecek bir unsur. Bunu yazarken her noktayı göz önünde bulundurmak zorunda olduğumuzu belirtmek zorundayım. Bunun yanında son vuruşlarını geliştirmek zorunda olduğu da belirtmek zorunda olduğum bir diğer nokta. Fiziki dezavantajlarını kapatabilecek özellikleri olsa da kimi zaman özellikle sertliklere karşı dayanma eşiğinin düşük olduğunu söyleyebiliriz.

Nasıl Kullanılabilir?

Hücum bölgesinin her noktasında kullanılabilir. Buna karşın özellikle sol forvette forma şansı bulduğunun altını çizmeliyim. O bölgenin gerekliliklerini yapmasına rağmen ülkemizdeki Alex örneğine paralel olarak "ikinci santrafor" ya da "yardımcı santrafor" olarak kullanılabileceğini ve fazlasıyla verim alınılabileceğini düşünmekteyim.

Transfer Durumu

Benfica ile beş senelik sözleşme imzaladığını söylemiştik. Benfica'yı sıçrama tahtası olarak kullanması iş değil. Çocukluk kahramanı olan Gianfranco Zola'nın kulübü olan Chelsea'nin hayallerinde yatan takım olduğunu biliyoruz. Gelişimini sürdürdüğü takdirde bunun bir hayal olduğunu söylemek çok güç.

Gelecekte Ne Olur?

Sırp futbolculara has alttan müthiş çıkış üst kategorilerde sırıtma hastalığına yakalanmadığı takdirde önü fazlası ile açık. Elit kategoride bir futbolcu olması ilk etapta zor gibi görünüyor. Buna karşın Avrupa'nın devlerinde rahatlıkla uzun yıllar forma giyebilecek potansiyele sahip bir isim olduğu da aşikar.

M'Baye

Profil

M'Baye Niang 19 Aralık 1994 tarihinde Fransa'nın Meulan kentinde dünyaya geldi. Senegalli bir ailenin çocuğu olan Niang daha küçücük bir çocukken bile dikkat çekici bir fiziki yapıya sahipti. Futbola olan ilgisi de ailesinin teşviki ile beraber amatör bir kulüp olan Basse-Seine Les Mureaux'da yeşerecekti. Burada da o iri cüssesinin yanı sıra attığı goller ile dikkat çekecek olan Niang yine amatör bir kulüp olan Poissy'e geçecekti. Poissy bulunduğu bölgenin merkez kulüplerinden biriydi. Dikkat çekmesi daha kolay olacaktı ve oldu da. 2007'de Caen'in gözlemcileri Laurent Glaize ve David Lasry'nin dikkatini çeken 13 yaşındaki 1.75'lik delikanlının(!) Caen'e transferi de gecikmedi. Paris Saint-Germain ve Lille gibi kulüplerin onu bünyelerine katmak konusunda geç kaldıklarını da belirteyim. Alt yapı eğitimini tamamladıktan sonra Caen'in ikinci takımı ile maçlara çıkan Niang yaşıtlarının fazlasıyla üstünde bir performans sergiledi. A takıma yükselmesi de buna paralel olarak uzun sürmedi. 2011-2012 sezonunu geçirdiği takımına Avrupa'nın Juventus, Manchester City ve Tottenham gibi önemli takımları nabız yoklamak için harekete geçti. Buna karşın onun yolu İtalya'nın Milano şehrine düşecekti, AC Milan'a. Kariyerinde toplam 70 maç altı gol beş asistliklik performans ile boy gösteren Niang, aynı zamanda Fransa Milli Takımı'nın alt yaş kategorilerinde de yer aldı. U16, U17 ve U21 takımlarında görev alan Niang'a Senegal Milli Takımı'nda oynaması yönünde bir teklif de geldi. O bu teklifi nazik bir biçimde içinde bulunduğu an içinde reddetti. Yaşının genç olduğunu ve Fransa Milli Takımı'nın alt yaş kategorilerinde oynamaya devam etmesinin onun gelişimi için son derece yararlı olduğunun farkındaydı. Ayrıca Clairefontaine'nin de havasını kısa süreli de olsa soluduğunu belirtmeliyim.

Tarz

Hedef santrafor olarak başladığı kariyerinde birçok özelliklere sahip olması sebebi ile sağ ve sol forvet olarak oynayarak devam etti. Stil olarak Thierry Henry'e benzetildiği için onu daha çok Barcelona'daki günlerinde olduğu gibi sol forvet olarak kafanızda bir yere oturtabilirsiniz lakin ters tarafta kullanılması daha ideal olan olacaktır.

Güçlü Yönleri

M'Baye Niang'ın profilinde de belirttiğim gibi yaşıtlarına göre fazlasıyla üstün bir fizik çatısı var. Hatta yaşıtlarından büyük olan isimlerle de bir kıyasa girdiğinde galip çıkabilecek tarafın onun olduğunu belirtmeliyim. Fizik çatısını güç ile bezemiş. Gücünü saha içinde pozitif olarak kullanmasını bilmesi de onun için önemli bir avantaj. Tatlı sert bir forvet olduğunu söyleyebilirim. İkili mücadelelerden kaçınmaması ve genellikle o ikili mücadelelerden galip taraf olarak çıkması çok önemli. Rakip stoperlerin ezebileceği yumuşaklıkta bir forvet kesinlikle değil. Top kapma becerisi de mevcut ki bu da kurnazlık yaptığı takdirde fazlası ile işe yarayabiliyor. Tüm bunların yanında bir de saha içinde kullanmayı fazlasıyla iyi bildiği bir enerjisi mevcut. Bu da aklıyla oynadığının göstergelerinden birisi olarak göze çarpıyor.

Top tekniğinin de güçlü yönleri arasında sayılabilirim. Güçlü fiziği ile top tekniğini harmanlayan isimlerden birisi. "Top ayağına yakışıyor" tabirini kullanamasak da var olan seviye gelişime açık bir futbolcu olduğunu da düşünürsek yeterli seviyede.

Yaşını da göz önünde bulundurduğumuzda santrafor sezgileri ve yer tutuşunun da iyi sayılabilecek özelliklerinden ikisi olduğunu rahatlıkla dillendirebilirim.

Zayıf Yönleri

Top tekniğinin iyi sayılabilecek seviyede olduğunu söyledim. Buna karşın pas oyununa henüz adapte olamıyor. Buna paralel olarak saha görüşü de vasat seviyede. Açık alanda aksi olmasına karşın dar alanda birebirlerde tehlikeli bir isim değil. Bunlardan daha önemli olan iki başlık mevcut. İlki sağ ve sol forvet olarak çokça forma giymesine karşın uzaktan şutlarının istenilen seviyede olmaması. İkinci ve daha da önemlisi ise net bir golcü kimliğinin var olmaması. Bunun ana sebebi de son vuruşlarda istenilen seviyeye henüz ulaşmamasıdır.

Nasıl Kullanılabilir?

Yukarıdaki başlıklarda belirttiğim gibi sol ve özellikle sağ forvet olarak oynayabileceği gibi santrafor olarak da sahaya sürülebilir. Güçlü ve zayıf yönlerini terazinin kefesine koyduğumuz zaman sağ forvet olarak oynaması şu an için akılkarı kaçan seçenek olarak gözüküyor.

Transfer Durumu

Milan onu kolaylıkla bırakmayacaktır. Buna karşın özellikle Ligue 1'in kalburüstü takımlarından birinde kiralık olarak bir sezon geçirmesi ona birçok şey katar. Yeterli süreyi bulup bulamadığı tartışılır lakin o coğrafyaya geri dönmesi her açıdan kariyeri için dönüm noktası olacaktır.

Gelecekte Ne Olur?

Açıkçası tahmin etmek güç. Mevcut özelliklerini ve Milan gibi bir kulüpte forma giydiğini göz önünde bulunduracak olursak en kötü ihtimalle elit liglerin yarışmacı takımlarından birinde as olarak forma giyecektir. Tekrar ediyorum; en kötü ihtimalle. Buna karşın çok büyük bir golcü olamayacağını kestirmek güç değil. Çok faydalı bir oyuncu olabilir mi? Elbette olabilir. Hatta beklentim bu yönde.

Michy

Oyuncu Profili

Michy Batshuayi, 2 Ekim 1993 Brüksel doğumlu Kongo asıllı bir Belçika vatandaşı. Hakkında uzun uzadıya bilgiler mevcut değil lakin biz onun 12 yaşında futbol kariyerine amatör olarak FC Brussels takımında santrafor olarak başladığını biliyoruz. Bir sezon burada top koşturduktan sonra Anderlecht’te denenir. Beğenilmez ve o da  FC Brussels’e döner. 2007-2008 sezonunu da burada geçirdikten sonra bu kez Standart Liege’in yolunu tutacaktır. Alt yapı eğitimini burada tamamladıktan sonra 18 yaşında profesyonel sözleşmeye imza atar. Kariyerinde şu zamana kadar toplamda 110 maça çıkıp 40 gol 10 asistlik performans sergiler. Batshuayi aynı zamanda Belçika U21 Milli Takımı’nda da top koşturmaktadır.

Tarz

Michy Batshuayi için oyun özellikleri tam oturmadığından ötürü ne tam anlamı ile hedef santrafor ne de tam bir yardımcı forvet olduğunu söyleyebiliyoruz. Özellikleri oturduğu vakit nerede daha etkin olabileceğini net söyleyebileceğiz lakin mevcut özelliklerini geliştirip yanına hiçbir ekstra şey katmasa bile kendisinden iyi bir yardımcı forvet olacaktır. Versatil bir hücum oyuncusu özelliği taşıması kendisi adına gördüğünüz gibi hem avantaj hem de dezavantaj. Kulubünde bunun sıkıntısını yaşamasa da daha büyük hedefleri olan kulüplerde nerede oynayacağı soru işareti olabilir.

Güçlü Yönleri


1.85′lik boy ve muhteşem bir fizik kalite ile Batshuayi görenleri açıkçası kendine hayran bırakıyor. Fiziğinin avantajını sahada güç olarak kullanan Batshuayi’nin bu konuda hiçbir eksiği ya da dezavantajı bulunmamakta. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyip, “daha önemli” konulara geçelim.
Forvet mevkiilerinde yer alan her oyuncudan öncelikle azami düzeyde hız ve hızlanma kabiliyeti beklenir. Batshuayi de bu iki başlıkta bir sıkıntı yaşamıyor. Vasatın üstünde diyebileceğimiz top tekniğine sahip olması, hızıyla da birleşince dripling yeteneğini kendinden getiriyor. Top sürerken izleyene sanki meşin yuvarlak ayağına yapışıyormuş hissi veriyor. Bu yaşta bir isimde önemli bir erginlik olarak göze çarptığını da belirtmeliyim. Özellikle santraforların geç yaşta topla daha iyi "anlaştığını" düşünürsek yaşıtlarından bu konuda daha önde diyebiliriz. Aynı zamanda ilk kontrol diye tabir edilen o topla buluşma anında da kendisine büyük avantaj sağlıyor. Bir santrafor için olmazsa olmaz son vuruş yeteneği ise yaşıtlarına göre üst seviyede. First Class golcü diye Batshuayi'yi tabir edemeyeceğimizi takdir edersiniz lakin özellikle içinde olduğumuz Avrupa’nın ikinci sınıf liglerinde çok can yakabilecek seviyede bir yetenekten bahsettiğimi belirtmeliyim. Bu konudaki en büyük sıkıntısı da sanırım mental. Kolay gözüken pozisyonları gole çevirmekte zorluk yaşayabiliyor. Bu açıdan kendisini Fenerbahçeli Moussa Sow’a benzettim. Beni en çok etkileyen özellikleri ise top tutuşu, sırtı dönük olarak oyununu rahatlıkla oynayabilmesi ve en zor pozisyonlarda bile rahatlıkla yapabildiği pas dağıtımı. Ekstra olarak dar alanda kimi zaman çok acayip işler yapabildiğinin de altını çizmeliyim. Özellikleri sadece santrafor özellikleri değil, versatil bir oyuncu özellikleri. Bu yüzden onu forvet hattının her bölgesinde değerlendirilebilir olarak görmekteyim. Bu da artı hanesindeki son başlık olsun.
Zayıf Yönleri
Boyuna rağmen henüz geliştiremediği yüksek top kabiliyeti, vasat düzeydeki yaratıcılığı ve uzun mesafedeki topsuz koşuları onun geliştirmesi gereken birincil noktalar diye düşünmekteyim. Ekstra olarak topsuz oyunda kendisini daha da geliştirip önemli bir görev adamı haline gelebileceğini de düşümekteyim.
Nasıl Kullanılabilir? 
Teknik direktörü Guy Luzon 4-4-2 dizilişinin en ucunda Batshuayi'yi oynatıyor. Hedef santrafor görevi ile sahaya çıktığını söyleyebilirim. Rotasyon içinde kiminle partner olduğu sorusu aslında kullanılış biçimine de işaret ediyor. Tarz başlığı altında belirttiğim ve genel olarak dem vurduğum gibi hangi görevde nasıl kullanılacağı biraz kendisine biraz da teknik direktörüne bağlı. Eğer elinizde net bir nokta santraforunuz var ise yardımcı forvet olarak oynatmak yanlış olmaz. Aynı zamanda kanat forvet dahi olarak kullanılabilir. Tabii ki bu biraz abartılı bir tercih olacaktır. Sadece böyle bir seçenek olduğunu da belirtme çabasındayım. 
Transfer Durumu
Standart Liege yetkilileri Batshuayi'yi Arsenal scoutlarının gözlemlediğini doğruladı. Arsenal'ın gözlemlerinin hala devam ettiği biliniyor. Batshuayi'nin daha önce verdiği röportajlar doğrultusunda oynamak istediği iki kulüpten birinin Arsenal olduğunu belirtmeliyiz. Diğeri de Borussia Dortmund. Yetenekleri ve Belçika menşeli bir oyuncu olması onu direkt olarak A klas takımlara atabilir. Arsenal transferi gerçekleşir mi bilinmez ama Ada'ya doğru yola çıkması hiç de zor görünmüyor. 
Gelecekte Ne Olur? 
Açıkçası onun kalburüstü bir oyuncu olabileceğini düşünmekteyim. Belçika’nın son dönemdeki “yıldız yetiştirme” gücünü de düşününce neden olmasın diye kendime soruyorum. Kalburüstü bir oyuncu mu olacak yoksa A klas bir yıldız mı diye soracak olursanız şimdilik çekimserim. Birkaç şey daha gösterirse çekimserlik yerini tutkulu bir saplantıya bırakır ve A klas oyuncu olabileceği üzerine iddiaya bile girebilirim. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...