2 Şubat 2011 Çarşamba

Manny,Ernst ve Hırs Küpleri...

           Haftasonu oynanan ve mağlubiyetle kapatılan bir maçın ardından 5’lik bir galibiyet takıma çok iyi gelir diye düşünüyorum.Muhtemelen yarı finalde Kartal.Yarı finaldeki rakip de yarınki maçtan sonra büyük ihtimalle şekillenir.
            Bu maçın skoru ne bizim için tur haricinde önemli ne de oynanan futbol bir anlam ifade ediyor.Ancak gözle görülen bazı şeyler var ki ben bunlara değinmek istiyorum.
            Öncelikle Cenk’in sakatlığından sonra yerine kale eğer sakatlığı yoksa Rüştü’ye bırakılmalı diye düşünüyorum.Eğer Schuster Hakan konusunda ısrarcı olursa yeni puan kayıpları dibimizde olur.Bir diğer nokta Hilbert-Ekrem uyumu.Bu uyumun nedeni mental anlamda değil.Pek doğal olarak iki futbolcunun da mental olarak futbolları birbirlerine uyuyor ancak daha önemlisi ikisinin de maraton koşucusundan hallice ciğere sahip olması ve buna ek olarak birer hırs küpü olmaları.Özellikle Hilbert tam anlamıyla bir kanat oyuncusu savunmasına nasıl yardım ediyor onu gösteren bir örnek.Zorlu Avrupa maçlarından Schuster bu ikiliyi kullanır mı? İşin doğrusu fena olmaz.
           
        Gelelim Manny’e…Fernandes gerçekten iyi bir oyuncu olduğunu gösteriyor.Eğer bir sakatlık yaşamazsa çok büyük ihtimalle tapusu alınacaktır.En önemli özelliği top saklaması.Topu ayağına yapıştırıp slaloma çıkıyor adeta.Tekniği ve oyun görüşü Guti kadar olmasada ortalamanın çok üstünde.Galiba bu transferin amacıda belli olmuş oldu.Guti’ye çok iyi bir alternatif kadroda bekliyor.Oyunun özellikle ofans yönü olmak üzere defans bölümünü de iyi bir şekilde götürüyor.Ancak anlam veremediğim tek nokta.İBB maçında Aurelio gibi savaşçı bir ortasaha oyuncusunun kırmızı kart yedikten sonra oyuna atılan ismin Ernst değil de Fernandes olması.Çünkü Aurelio FM taibiriyle ifade edersek DMC oyuncusu olarak görev yapıyor.Fernandes ise tam bir CM oyuncusu ve defansif atraksiyonlarda Ernst kadar iyi bir şekilde oyunu süzemiyor.Buradan yola çıkmak istediğim konu Ernst’tir.Ernst bu takımın olmazsa olmaz bir oyuncusudur.Özellikle Avrupa maçlarında Schuster onu kullanmak mecburiyetindedir.Bugün ilk golde Bobo’ya verdiği pas gibi çok pasını görebiliyoruz.Hem disiplini hem de gücü ile Ernst bu takımın emniyet sübabıdır.Onu kesmek açıkçası çılgınlıktır.
           

     Değinmek istediğim bir diğer nokta takımın dizilişi.Acaba Schuster ligin bir provası olarak mı bu taktiği uyguladı.Çünkü forvet arkası tarzı oynayan ve hedef santrafora yardım eden bir kişiden ziyade ortasahanın en gerisine yardım eden Fernandes’i kullandı.Görünüşte 4-2-3-1 olan oyun planı bundan dolayı 4-3-3’e döndü değişik bir stilde oyun oynandı.Bu “önlem” hem şok-presi güçlendirmek için hem de defansa daha çok yardım edilmesi için kullanılmış olabilir.
           
      Bobo’ya gelince yalandan Almeidavari birkaç şok-presi uyguladı.2 gol atmasına rağmen çok top ezdi.Belli ki yedek kalmak onu soğutmuş.Zaten o oynadıkça ve gol attıkça açılan bir santrafor.Bobo gibi bir değeri kaybetmek delilik olur.Umarım en yakın zamanda hem sözleşmesini imzalar hem de form tutmaya başlar.Yoksa o klasik “Bobo sevincini” başka formalar altında görmek zorunda kalabiliriz.


NOT:İsteksiz oynasa da yaptığı akıl dolu free-kick vuruşundan dolayı Quaresma'yı ayakta alkışlıyorum.

2 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...