"En güzel hediye nedir?" sorusuna çeşitli cevaplar verilebilir. Subjektif cevapların gelecek olması ise aşikardır. Bana göre(bir süre sonra bayabilme potansiyelini kabul etmeliyiz) kitaptır. Kitapların o gizemli dünyaları gibi süs kokan cümleler etmeye benim gücüm yetmez. Sanırım bu konudaki en afili cümlem de "Kitap her şeydir." ya da "Kitap büyük bir zevktir." olacaktır. Konuyu dağıtmadan hediye kısmına döneyim. Açlık maalesef biraz zoraki gibi olmuş olsa da hediye olarak gelmişti. Okumak için büyük bir istenç duyuyordum. Başlarda "Akmıyor" diye mesnetsiz bir eleştiride bulunmuş olsam da ciddi anlamda doluydu.
***
Kitap, adını taşıyan kelimeyi inanılmaz bir noktada tasvir ediyordu. Öyle ki boş mide ile okuduğum kısımlarda (eğer denk geldiysem) fazlasıyla kusma arzusu hissettiren betimlere sahip bir eser olarak karşıma çıkıyordu. Abartı olmasın lakin okurken bir durumu bu kadar net hissettiren ikinci kitap oldu. İlki Peyami Safa'nın Hariciye Koğuşu idi. O kitapta da acının kör halini bir çocuğun çektiği cinsten hissediyorsunuz.
***
Karakterin idealistliğinden dem vurmazsam olmaz. Şüphesiz ki hayat her zaman istenileni vermez. Hamsun da bunu romanının sonunda net biçimde göstermiş. Okuyana net bir şeyler katacak romandır, arz ederim.
***
Çaresizliği en güzel betimleyen roman.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder