28 Haziran 2013 Cuma

Futbol Endüstrisinde Kulüplerin Stratejileri-Riskli Büyüme!


   Özellikle son yıllarda taraftarlar tarafından çok tartışılıyor kulübün küçülmesi-büyümesi kavramları...Peki kulüplerde büyüdüğünü zannedip küçülme mümkün müdür? İşte bu soruya Türk ve Dünya futbolundan örnekler vererek cevap bulmaya çalışacağız.

   Futbol endüstrisinde kulüplerin stratejilerini üç farklı grupta inceleyebiliriz.Bu grupların ilki "Lider ve küresel marka olmayı amaçlayan kulüpler" bir diğeri "Kendi ülkelerinde hem kazanmayı hem kar etmeyi amaçlayan takımlar" ve son olarak da "Yalnızca kendi üst liglerinde kalmayı hedefleyen kulüpler".Biz büyüme ve küçülme kavramlarının daha sık gerçekleştiği  ilk 2 grubumuz üzerinde duracağız genellikle...
 
  Öncelikle futbol kulüplerinin kar etme amacı gütmeyen şirketler olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.Yani açık bir şekilde futbol kulüpleri sportif anlamda başarılı olduğu sezonda bile zarar edebilirler ve bu genellikle de böyle olur.Örnek vermek gerekirse,bir sezonda 6 kupa kazanan Barcelona bile o sezon mali açıdan sadece birkaç milyon euro kar edebilmiştir.Görece benzer bir durum Porto için de söz konusudur.Kulüp başarılı olduğu sezonlarda bile normal etkinliklerden pek para kazanamaz;tam tersine gelir-gider dengesi yılda 10 milyon euro civarında bir kayıp üzerine kuruludur.
"Kendi ülkelerinde hem kazanmayı hem kar etmeyi amaçlayan takımlar " grubuna ülkemizin takımları Beşiktaş,Fenerbahçe ve Galatasaray'ı kısmen dahil edebiliriz.Kısmen diyorum çünkü bu takımlarımızda bir başarı yakaladıktan sonra kar etmek ve yeni bir atılım yapmak hiç düşünülmez.Hemen "Lider ve küresel marka olmayı amaçlayan kulüpler" arasına girmek hedeflenir.Bu kulüplerin arasına girmek uzun bir süreç gerektirdiğinden başarısız olunur.Ülkemizde son 2 yılın şampiyonu Galatasaray'ın da aynı hataya düştüğünü söylemek isterim.Kulüp başkanı Ünal Aysal "küreselleşme" hedefini dilinden düşürmüyor ve bu hedefe illaki başarı yakalanan kadro ile gidildiğini düşünüyor ya da yaptığı icraatlar bunu gösteriyor diyelim.Yaptığı icraatlardan kastım Avrupa'da "top" seviyede bir performans gösterdikten sonra oyuncularına gelen teklifleri reddetmesi ve takım içerisinde uyguladığı yüksek ücret politikası.(Kadroya giremeyen Furkan Özçal'a verilen yıllık 700 bin euro bu söylediğime kanıt oluşturmaya yeter sanırım) Porto Şampiyonlar Ligi Kupasını kazandıktan sonra oyuncu satışından yaklaşık 80 milyon euroluk bir gelir sağlamıştır.Yani bu rakam Porto için sonraki sekiz yılda oluşabilecek işletme bütçesi açığını karşılamaya yetecek para anlamına geliyordu.

   Galatasaray'ın şuan yaşadığı hedef karmaşasını daha iyi anlatmak için Valencia örneğini vermek isterim.Valencia "Kendi ülkelerinde hem kazanmayı hem kar etmeyi amaçlayan takımlar" arasında iken "Lider ve küresel marka olmayı amaçlayan kulüpler" arasına girmek istemişti.Kulübün başarılı sayıldığı ve maliyetini akladığı en son dönem,Şampiyonlar Ligi finaline iki kez çıkıp İspanyol Ligi dahil altı şampiyonluk kazandığı 1999-2004 arasındaki süreçti.Valencia'nın o dönemdeki genel müdürü,eskiden bir süpermarket zincirinin yöneticiliğini yapan Manole Llorente adlı,doğru kararlar veren ve ayakları yere basan bir adamdı.Örneğin ücret tavanını yıllık net 1.5 milyon euroda sabitledi.Daha sonra Valencia Llorente'nin görevini bırakması ile farklı bir strateji izlemiş ve şuan yeni stadına çivi bile çakamayacak duruma gelmiştir.Real Sociedad ve Leeds United vak'alarını da örnek verebiliriz.Bu iki kulüp,kendilerini Şampiyonlar Ligi'ne taşıyan,çok hızlı sportif başarılar elde etti.Amaçlarının ötesinde harcama yaptılar,finansal sorunlar girdabına kapıldılar ve sonunda ülkelerinde ikinci liglerine düştüler.

   Tüm bu verdiğimiz örnekleri bir sonuca bağlayacak olursak,"küresel" olmak uzun zaman gerektirecek bir süreçtir.Bu süreçte akıllı hamleler yapmak ve örneklerimizden de yola çıkacak olursak mali yapıyı her zaman daha çok düşünmek zorunda kulüpler.Aksi takdirde denizde yüzmeye alışkın olan bu kulüpler okyanusta boğulmaya her zaman ama her zaman mahkum olurlar.

Not:Bu düşüncelerimin fikir babası olan Manchester City'nin CEO'su Ferran Soriano'ya teşekkürler...

 Buğra Kaan Süer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...