4 Aralık 2013 Çarşamba

Bir İnsandan Daha Fazlası

Bundan tam iki sene önce, dünya futbolunun olmazsa olmaz ülkesi Brezilya'nın futbol tarihinin en değerli birkaç oyuncusundan biri olan Socrates hayata gözlerini yumdu. Besin zehirlenmesi sebebi neticesinde henüz 57 yaşında hayatını kaybeden Socrates, yeşil çimlerin görüp görebileceği en ilginç karakterdeki futbolculardan biri, belki de en ilginciydi.

Uzun boylu, yakışıklı, sakalları ve saç bandı ile dikkat çeken bu adam günümüz futbol hipsterlerinin en önemli ikonlarından biri haline de gelecekti. Futbol oynadığı yılların, daha da önemlisi onlarca yıl sonrasının nesillerinin aklına bu derece kazınmasının şüphesiz ki fazlaca sebebi var. En önemlisi de kuşkusuz saha içinde kusursuza yakın bir isim oluşu. Botafogo'da başladığı kariyeri, ülkenin bir diğer önemli ekibi Corinthians'da sürecekti. Burada efsaneye dönüşen Socrates'in 1982 Dünya Kupası'ndan sonra hayatı tamamı ile değişip bambaşka bir noktaya gitti. Kıta Avrupası'na ayak basışı maçtan önce seks yapmasını engellemeye çalışan Juventuslu yöneticiler nedeni ile Torino'ya değil de Floransa'ya oldu. Fiorentina'da geçirdiği kısa süre sonrası tekrar ülkesine döndü. Flamengo, Santos ve futbola başladığı Botafogo'ya selam çakarak kariyerini sonlandırdı. Tabii bir de hakkında çıkan efsanevi diyebileceğimiz onun futbola başladığı zamanlarda okulu için İrlanda'ya gittiği ve burada Dublin Üniversitesi'nin futbol takımında top koşturduğu dedikodusu var. Doğrulanmamış bu dedikodu tamamı ile bambaşka bir yazı konusu olabilir.

 "Bu takım hayal gücü, idealizm ve şiirin birleşimi. İnsanlar onların hayallerini yansıttığımız için bizi izlemeye geliyorlar."

Futbol sahasında Socrates'in ulaştığı en üst sınır 1982 Dünya Kupası'dır. 1982 Dünya Kupası, 1954 Dünya Kupası'nı şanssız biçimde kaybeden Macarlar'dan sonra kaybedene en çok sempati duyulan Dünya Kupası olacaktır. Brezilya önemli teknik direktör Tele Santana'nın yönetimi ve Socrates'in kaptanlığında yer aldığı Dünya Kupası'nda daha sonra kupayı kaldıracak olan İtalya'ya destansı bir şekilde elenip evine dönecekti. Socrates takıma karşı sarf ettiği malum sözler ile ne denli keyifli ve akla kazınan bir futbol oynadıklarını da niteliyordu. İdealizmi yansıttığını düşündüğü takımının elenişi ile ilgili açıklamalar yaparken ne üzgün ne de hüzünlüydü. Dünya Kupası şampiyonluğu ve Dünya Kupası birinciliği arasındaki farkı özümsediğinden ötürü ülkesindeki halkına doğrudan hitap edecekti: "Savunmacılara çalım atmak diktatörlere çalım atmaktan daha kolay. Siz zoru başaracaksınız."

18 yıldır askeri diktatörlüğün yönetiminde olan Brezilya halkı Socrates'in bu sözleri ile etkilenecekti. Dünya Kupası'ndan döndükten sonra o dönem oynadığı Corinthians'ın başkanından izin alarak arkadaşları ile Corinthians Demokrasi Harekatı'nı kuracaktı. Maçlarda arkasında "Ayın 15'inde Oy Ver!" önünde ise reklam yerine "Demokrasi" yazılı bir forma ile çıkıyorlardı. Bu harekat Sao Paolo Eyalet Şampiyonluğu'nu da kazanıp daha da dikkat çekici bir hal aldı. Baskı rejimi tarafından rahatsız olunarak uyarı alındı. Ne de olsa spor ile siyasetin alakası günümüz Türkiyesi'nde olduğu gibi o zamanın Brezilyası'nda da yoktu. Kulüp, bundan hiç de rahatsız olmuş gibi görünmedi. Aksine harekatın devamlılığı sağlandı. Socrates de dönemin halk kahramanı olarak ilerleyen yıllarda anılacaktı. Öyle ki Brezilya Devlet Eski Başkanı Lula'nın "Ülkemiz demokrati bir ülke ise Brezilya halkı Socrates ve 1982 takımına çok şey borçlu." diyerek bunu kanıtladı.

Botafogo yıllarında Corinthians'a geçerken futbolun yanında aynı zamanda doktor olabilmek için de dirsek çürüten Doktor Socrates, "Halk Kahramanı" sıfatını da hak ettiğini mesleğini icraa ederken gösteriyordu. Çoğu zaman amiyane tabirle varoş diye adlandırabileceğimiz bölgelerde ücretsiz sağlık kontrolü ve ilaç dağıtımı da yaparak sadece fiziken değil ruhen de koskocaman bir adam olduğunu kanıtlıyordu. Babasının "Socrates" ismini verirken ne düşündüğünü bilmiyorum lakin Socrates adının hakkını vererek bir felsefe doktorası da yaptı. Üstelik bunu futboldan daha çok önemsedi. Ülkesinde halkı bilinçlendirmek için birçok sivil toplum örgütünde görev alıp çeşitli alanlarda yazılar da yazdı. Entellektüelliği günümüz içi boş futbolcularının -eğer biraz bilinçliler ise- imrenerek baktığı bir olgu olmalı.

Çocukluk kahramanları olan Che Guevara, Fidel Castro ve John Lennon'ın ayak izlerini takip ederek bir şeyler yapmanın peşinden gitti. Oğluna Fidel ismini verdi. Her fikre, her görüşe saygı duydu ve özellikle bu görüşlere mensup insanlar tarafından sahiplenildi. Şüphesiz ki onu bu denli benimseten de bu özelliği oldu. "Futebol: Brazilian Way of Life" adlı ünlü kitabın yazarı Alex Bellos şöyle söylemiş:"Brezilya'ya her gelen birine aşık olur." , Alper Öcal ise böyle geliştirmiş: "Futbolseverler için de o kişi hiç kuşkusuz Socrates olur.". Benim için de Socrates için naçizane ekleyebileceğim şey "Bir insandan daha fazlası" olduğu oldu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...