12 Aralık 2013 Perşembe

Sabretmesi Gereken Kulüp Stade Rennais



Bretonya... Fransa'nın mevcut sınırları içindeki 26 bölgeden yalnızca biri. Adını Büyük Britanya'dan gelen Keltler'den alan Bretonya, Fransa'nın kuzey batısında geniş bir sahil şeridini içine alan yarım adadır. Bölgenin merkezi de Rennes şehridir. Rennes şehrinde bulunmuş, yaşamış herkes sakin dingin hayattan dem vurur. Tarihi şehrin geçmişine gururla bakan halk için yenilik ve ilericilik de ön plandadır. Bu sebepten ötürü Fransa'nın en hızlı gelişen ve nüfus bakımından en hızlı büyüyen ikinci şehri olarak gösterilir. Yine gidip görenlerden bildiğimiz kadarıyla orada bulunan her insanın mizacı sabır içerir. En karmaşık bürokratik işlemlere maruz kaldığı dile getiriliyor. Kısacası sabır elzem bir hale geliyor.

Rennes şehrinin insanı gibi en önde gelen futbol takımı Stade Rennais de adeta bir sabır timsali. 10 Mart 1901'de bir öğrenci grubu tarafından kurulan kulübün müzesinde iki Fransız Kupası, bir Fransa Süper Kupası ve bir Intertoto Kupası mevcut. Kulüp tarihinin ligdeki en başarılı sezonu olarak gösterilen sezon ise dördüncülüğü elde ettikleri 2004-2005... Şehir takımından hala şampiyonluk beklemekte. 2000'de kulübü satın alan François-Henri Pinault da(Selma Hayek kendisinin eşi. Hayek'i Rennes tribünlerinde sürekli görmemizin de sebebi budur.) bunun farkında. Pinault, hiçbir zaman Paris Saint-Germain ve Monaco gibi para harcamayacaklarını; denk bütçe ile gidip akademiye eğilen bir politika gözettiklerini her fırsatta dile getiriyor. Kaldı ki acayip başarılar elde etmemiş olmalarına rağmen akademilerine güvenmeleri tesadüf değil.

1977'de Edmond Herve'in belediye başkanlığı esnasındaki kente yapılacak yatırımlar arasında gösterilen akademinin fikir aşamasından çıkıp kurumsal hale gelmesi yıllarca sürecekti. Odorico Teknik Okulu'nu bünyesinde barındıran Akademi, 1987'de Patrick Rampillon'un da Akademi Direktörü olması ile birlikte nihai şeklini alacaktı. Tabii ki o dönemden itibaren yatırımlar gittikçe artacak ve Akademi'ye çeşitli eklentiler yapılacaktı. 2005-2006'dan itibaren 4 sezon üst üste Fransa'nın En İyi  Akademisi ödülüne layık görülecekti. Kaldı ki Clairefontaine gibi dünyaya nam salmış akademilerin var olduğu bir ülkeden bahsetmekteyiz. Olayı net olarak anlattıktan sonra Rennes Akademisi'nin de dünyaca tanınmış ve saygı duyulan bir akademi olduğunu belirtmekte yarar olduğunu düşünmekteyim.

Rennes Akademisi; 22 öğretmen, öğrencilerin en fazla sekizer kişilik sınıflarda eğitim görmesini sağlayacak miktarda derslik, üç hobi odası, çeşitli aktiviteler için imkanlar, iki restoran, yeterli donanıma sahip bir sağlık merkezi, çeşitli boyutlarda spor salonları, kapalı futbol sahaları ve çim sahalara sahip. U14 seviyesinden itibaren çocuklara ev sahipliği yapan Akademi ve dolayısı ile de kulüp, çocukların eğitimine de fazlasıyla önem veriyor. Yüzde 75'lik bir öğrenci diliminin başarılı olarak bu akademiden mezun olduğunu dile getiriyorlar. Tüm bu örgütün yıllık maliyeti yaklaşık 4 milyon Avro olarak görülmekte. Yıllık maliyete rağmen sadece geçen sezon Rubin'e sattıkları alt yapı çıkışlı Yann M'Vila'dan 12 milyon Avro kazandıklarını belirtmek isterim. Maliyet açısından bu işe bakmak fazlasıyla gereksiz olacaktır. Ayrıca Rennes Akademisi bugüne kadar Sylvain Wiltord, Mikael Silvestre, Yoann Gourcuff ve Anthony Reveillere gibi çok yüksek profilli isimleri imal etmiş bir akademidir.

Akademinin yanı sıra kulübün Henri Guerin Antrenman Merkezi, çok övünüp Avrupa'da bile sınırlı sayıda olarak gösterdiğimiz üç büyüklerin tesislerine taş çıkarır cinsten imkanlara sahip bir tesis olarak göze çarpıyor. Bu tesisin yanında hem alt yapı da hem de üst yapı için gerekli kalifiye eleman seçimlerinin de yapıldığını söyleyebiliriz. Özellikle Frederic Antonetti'nin takım ile ilişiğinin kesilmesinin ardından, La Liga'da geçtiğimiz sezon harikalar yaratan Real Sociedad'ın hocası Philippe Montanier'e kulübün emanet edilmesi tesadüf değildi. Ayrıca kamuoyunda Montanier'in amiyane tabirle "attan inip eşeğe bindiği" algısının yaratılması ise tüm bu imkanları düşününce sadece komik gelmekte. Kulübün güncel kadrosunda Romain Alessandrini, Julien Feret, Benoit Costil, Jonathan Pitroipa, Jean Makoun ve Benoit Costil gibi kalburüstü Ligue 1 oyuncuları ile Jean-Armel Kana-Biyik, Vincent Pajot, Anders Konradsen, Nelson Oliviera ve Wesley Said gibi yüksek profilli olabilecek gençler bulunmakta. Philippe Montanier gibi de bu isimleri şekillendirebilecek yetenekte bir teknik direktör ile Stade Rennais yapısı irdelenebilecek bir kulüp olarak göze giriyor.

Kulübün yakın zamanda hele ki malum olduğunuz büyük balıklar var iken şampiyonluğu telaffuz etmesi hakikaten zor görünüyor. Buna karşın alttan gelen çok daha yetenekli isimler olduğu Fransız basınında konuşulan konulardan biri. Ligue 1 Avrupa'nın elit seviyedeki ligleri arasında kıyas yapıldığında sürprizlere açıklık bakımından birinci sırada olan bir kulüp. O havayı yakaladıkları takdirde dünyada sadece alt yapı organizasyonu değil, A takım olarak da konuşulabilecek potansiyelde bir kulüp Stade Rennais. Gerekli tek şey, başta da belirttiğim gibi Bretonlar'a has o fazlasıyla sabırlı olan mizaç.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...