24 Ekim 2011 Pazartesi

"Cenk"aver

Felaketlerin ülkece başımızdan eksik olmadığı şu günlerde kafa dağıtmak için tek aracımız futbol olsa gerek. Futbolun o ihtişamlı ve çekici dünyasını düzgün kullandığınız zaman siyasette bile çok iyi neticeler alabilirsiniz. Takım sevgisinin o bütünleştirici gücü misal… Deprem ve terör olaylarında hayatını yitirmiş her insana Allah’tan rahmet yakınlarına da sabır diliyorum.

Maçı değerlendirmeye başlıyalım. Sahaya diziliş yine beklediğimiz gibi 4-3-3 idi. Dizilişteki isimlerde az çok farklılık olması sahaya olumlu yansımış olacak ki böylesine zor bir deplasmandan üç puan ile geri dönüyor Kartal. Diziliş anlamında değinilmesi gereken bir iki nokta var. Bunlardan ilki Fernandes mevzusu. Fernandes’i çok beğenir ve severim. Ciddiyetle yaklaştığı zaman sahada mükemmel işler yapabilecek potansiyelde bir isi. Topu çok seviyor bu kısım işte sıkıntı noktası. Bana göre topu sevmesi ve sürekli sorumluluk alma çabası onu dışarıdan laubali gösteriyor ve top kayıplarına itiyor. Dikkat ederseniz sahada sürekli yüzünü rakip kaleye dönük dikine oynamaya çalışan bir oyuncu görürsünüz. Kimilerine göre bu maçta kesik yedi kimilerine göre de Perşembe gününe saklandı. Umarım ikincisidir demekten kendimi alamıyorum çünkü o olmadan pas trafiği ciddi anlamda aksıyor. Ancak basit bir örnek verecek olursak onun İBB kupa finalindeki performansını görmek istiyoruz diyebilirim. O maçın çok çok üstünde bir performans gösterebilecek kumaşta olduğundan adım gibi eminim. Edu gibi potansiyeli belirli bir oyuncu olsa üstünde durmaya bile gerek duymam. Eğer bu kadro dışı bırakılmayı ona verilen ceza gibi görürseniz emin olun yanılırsınız. Bunun acısını Beşiktaş çeker. Gelelim diğer noktaya. Carvalhal’e ideallerini satan adam yakıştırmasını yapmıştım. Burada bunu söylememdeki gaye yönetimsel baskı sonucu Guti’yi oynattığını düşünmemdi. Bugün de Hilbert ve özellikle de Ernst’i oynatarak bir nevi taraftarın gönlünü hoş tutmaya çalıştığını düşünüyorum. Olası bir yenilgide geçen hafta yaptığı gibi “Alın Ernst’iniz!” diyebilirdi zira.  Sayın Carlos’u bu kadar yerdikten sonra Veli gibi Mustafa gibi kadroya güzel dokunuşlarını da övmeliyim. Basit gibi duran ancak önemli hamleler. Edu ile Mustafa kıyaslanamayacak ölçüde olan futbolcular. Mustafa Edu’nun yanında İbrahimovic kalır dersem abartmış olmam. Veli’nin de top tekniği ve çalışkanlığı orta sahaya dinamizm kattı. Gerçekten övülesi hamleler.

Maç başladığı andan itibaren Veli,Quaresma ve Mustafa ile rahat bir şekilde dribbling yapabilen bir Kartal vardı.  İlk 15-20 dakika boyunca topa güzel basan, yeri geldiğinde şok-pres uygulayan  yani basit futbolun tüm gereklerini iyi uygulayan bir takım vardı. Bunun yanında güzel de bir organizasyon ile golü buldular. Asist Hilbert’ten geldi. Kadrodaki tek “sağ bekimsi” isim o. En çok yakışan da o kesinlikle. Sağlıklı bir Hilbert’e o bölgede forma verilmesi mecburidir. Aklın ve mantığın yolu birdir zira. Golden sonra ilk yarının bitimine kadar oyun, etkili olunabilecek 1-2 cılız atak dışında MİY üstünlüğünde geçti. Cenk gerçekten önemli kurtarışlar yaptı. Son zamanlarda akıllara gelen “Acaba?” sorunu da zihinlerden def etti.

İkinci yarı Nurullah Hoca gerçekten cesaret göstererek Kamanan ve Nobre’yi aynı anda sahaya sürdü. Aynı dakikada Carvalhal’den akıllıca bir Holosko hamlesi geldi. İleriye daha çok yüklenen MİY yine önemli pozisyonlar buldu ancak kalede Cenk bugün gol yememeye yeminli gibiydi. MİY adına bu dakikalarda şanssızlık Ben Yahia’nın sakatlanıp oyundan çıkması oldu. Baskı giderek kendini hissettirirken onun oyundan çıkmasıyla bıçak gibi kesildi MİY’in ofansif varyasyonları. İleriye boş yüklendiklerinden dolayı da kalelerinde gerçekten sayamadığım miktarda kontra-atak gördüler. Özellikle Holosko’nun taşıdığı toplar etkili oldu. Burada hemen akıllara keşke Simao yerine onunla başlasak daha mı iyi olurdu sorusu da gelmiyor değil. Simao’nun iyi mücadele ettiğini düşünüyorum ancak ofansif anlamda hiçbir şey katmadığını düşünürsek Simao yerine Holosko ile başlanması çok daha akil bir seçim olacaktır. Quaresma’nın “atamadığı” gol sonrası sinir katsayısının arttığını varsayarsak daha da bencilleşip aut çizgisine kadar top sürmesine kötü gözle bakmayabiliriz ancak Q7 artık tecrübeli isim sayılabilecek geçmişe sahip olduğunu da unutmamalı. Onun bu vurdumduymazlığına dayanamadığından olsa gerek Carvalhal onun yerine ucube santraforumuz Edu’yu alıyordu. Edu denince suratımda bir tebessüm oluştuğunu fark ettim bugün. Gerçekten kızamıyorum bile ona.
Maç seyir zevki anlamında da fena sayılmazdı. MİY takımını ve Nurullah Hoca’yı tebrik etmek lazım güzel bir takım kurmuş ve ona göre oynamaya çabalamaktalar. Tek kötü yan STSL’ye yakışmayan o stadyum. O da uzun vadede düzelecektir. MİY takımı büyük ihtimalle ligde de kalacaktır.

Umut vaad eden bir takım vardı saha. Umarım yanılmayız ve Fenerbahçe maçından galibiyetle döneriz. Çok zor bir maç Kartal’ı bekliyor. Tek artı FB’nin oyun anlamında düşüşte olması. Ancak derbilerde hiçbir şey belli olmaz. Gününde bir Kartal FB’yi yenecektir fakat o günündeki Kartal’ı görmek pek nasip olmadı bu gözlere. Perşembe gecesi mutlu bir şekilde bu bloğu okumanız dileğiyle, saygılar…

NOT:Derbi hasılatı Van’a aktarılsın!

DİP NOT: Cenk’in maçı kurtarması sıkıntıyı gösteriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...