5 Aralık 2011 Pazartesi

Tatlı Üçlük

Seyircimizin derbide yaptığı hareketler nedeniyle maç Antalya Mardan Stadı’nda idi. Bu stadın neden seçildiğini anlamış değilim. Açıkçası hem zemin olarak hem de tribünler olarak gerçekten vasatın altında bir stad. Şehir güzel diye bu stad seçildiyse burada bir yanlışlık var demektir.

Saha dışını bir kenara bırakacak olursak Beşiktaş sakatlık ve cezalıları dışında standart kadrosunu oturtmaya devam ediyor. Özellikle Quaresma ve Simao’nun yokluğunda Beşiktaş’ın ne yapacağını herkes merak ediyordu. Orduspor ise yine ideal kadrosuna yakın bir kadroyla çıkıyordu. Orduspor’un kötü bir kadrosu var demek onlara haksızlık olur. Culio, Gosso, Garcia gibi iyi yabancıların yanına bir de Hakan Özmert gibi yetenekli Türkleri eklemiş Metin Hoca. Gayet de güzel yapmış. İlerisi için çok şey beklediğimiz teknik direktörlerden biri odur.

Maç başladığı andan itibaren topu ayağında tutmaya çalışan ve bunu sahaya yansıtan ekip Beşiktaş; oyunu kilitlemeye çalışan takım ise Orduspor idi. Orduspor işi öyle abarttı ki top çevirmeyi bile unutacak konuma geldi. İlk organize top çevirmelerini ve ayağa paslarını yanılmıyorsam yirminci dakikada yaptılar. Bu dakikalarda topa sahip olma yüzdesi %76’ya %24 gibi bir parametredeydi. Beşiktaş da bu kadar kapanan rakibine karşı es kaza yakaladığı uzaktan şut pozisyonları ve 1-2 cılız kanat organizasyonu ile rakibini aşma çabasındaydı. Yetenekli ayakların varlığı gerçekten çok hissedildi. Bir de üstüne Orduspor’un yaptığı pres eklenince orta saha oyuncuları sürekli yer değiştirmelerine rağmen boş alanı zor bulup ikinci ve üçüncü bölgeye topu taşıyamıyordu. Fernandes ve Ernst dikine pasları uygulayamazken Necip de fazlaca top kapmasına rağmen oyunu etkileyecek pasları bir türlü ileri bölgeye aktaramıyordu. Derken Veli’nin biraz da şans golü geldi. Bu ilaç gibiydi gerçekten. İlk yarı 1-0’lık Beşiktaş üstünlüğü ile bitiyordu.

İkinci yarı başladığında Orduspor daha fazla boş alan bırakırken Beşiktaş da Almeida’nın özellikle sol kanada deplase olmasıyla ileri bölgeye daha fazla top taşıyıp iyi de pozisyonlar buldular. Necip’in yerine Toraman’ı bırakmasından sonra Beşiktaş’ın özellikle orta sahasında gösterdiği kondüsyon düşüklüğü çok etki gösteriyordu. Cenk’in de her zaman yapmaya başladığı laçka hataların biri sonucu yine gol geldi ve skor dengeye oturdu. Neyse ki duran top “tokatçısı” Fernandes Ernst’e güzel bir asist yapıp Beşiktaş’ın tekrar öne geçmesini sağlıyordu. Bu sezon anlamadığım bir durum var. O durum da Beşiktaş’ın her öne geçtiği maçın ardından hemen sırtını kaleye yaslaması. Bu durum cidden çok ilginç. Özellikle Carvalhal istiyor sanırım. Şu son iki maçı saymazsak iyi de yapıyoruz dersem yanılmam.

Kötü diye nitelendirebileceğimiz bir futbola rağmen güzel bir üç puan aldık ve üçüncü sıraya yerleştik. Şimdi hafta içi derbisinin sonucunu ve Manisaspor maçını bekleyeceğiz. Sıkıntı bana göre Manisaspor maçının şu ana kadar oynadığımız en zor maç olacak olması. O maçtan da üç puanı çıkarırsak ışığı çok net görebiliriz. En azından şimdilik. Keyifli bir galibiyetten sonra görüşmek üzere…

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...