27 Ekim 2013 Pazar

Sahte Okey



Beşiktaş adına Comandante Slaven Bilic'in saha kenarına dönüşünden daha önemli olan bir şey varsa o da Oğuzhan Özyakup'un sakatlıktan çıkıp takımdaki yerini almasıydı. Bilic'in -beğenin beğenmeyin- teknik direktörlük yetilerinin yanı sıra insani ilişkilerinin ne denli kuvvetli olduğunu son üç-dört aylık periyodda görmüş olduğumuzdan ötürü, onun yerini almasının olumlu bir etki yaratması işten bile olmayacaktı. Aynı şekilde Oğuzhan'ın saha içinde yerini alması da Beşiktaş'ı hücum anlamında bitkisel hayattan uyandırma anlamına gelecekti.

Bilic'in ilk on biri tıpkı geçen hafta olduğu gibi stoperlerden ötürü belirli sıkıntılar yaşamaya açık haldeydi. Takım boyunun ister istemez uzaması, Ersan Gülüm'ün Alaçatı sahillerine taş çıkaran cinsten dalgalı performansı ve oyuncu tiplemelerinin rakip forvetlere göre uygun olmaları ilk akla gelenler. Son iki haftadaki yokluğu neticesinde takım içindeki defoları nasıl kapadığına ayan beyan şahit olduğumuz Atiba Hutchinson'ın kulübede oturacak olması da kafalarda maça dair soru işaretleri yaratan cinstendi.

Oğuzhan'ın bir önceki geceye damga vuran arkadaşı Salih Uçan'a nazire yaparcasına var ettiği gol ile Beşiktaş rahat bir nefes alıyordu. Ardından sağanak etkisi yaratan Akhisar Belediyespor golleri de o nefesin uzun soluklu olmasına engel teşkil ediyordu. Avrupa ve Türkiye'de belirli başlı takımları gezen mikro seyyah Bruno'nun patlayış gecesi olarak da bu geceyi seçmesi Beşiktaş'ın bir diğer şanssızlığı olacaktı. Hakkında Türk Pirlo yakıştırmaları yapılan ve bunda gayet de haklı olunan Bilal Kısa'nın golünün yanı sıra oynadığı oyun da hakikaten etkileyiciydi. Beşiktaş'ın eskilerinden olan Kenan Özer'in de ziyadesiyle iyi olan performansının altını da yeri gelmişken çizmeliyim. Dördüncü gol şansını tepmelerine rağmen oynadıkları rasyonel oyun onlara yeterli olabilirdi, eğer Oğuzhan tekrar sahneye çıkmasaydı. Tabelayı yapan net vuruşu da gecesini iyice perçinleyecekti. İkinci yarıda baskıyı kuran Beşiktaş gol dakikasına kadar ilk haftalardaki performansından esintiler sunacaktı. Gelen gol ve takımın dikine uzayan boyu işin devamını getiremeyecekti. İki takım da hak edilmiş birer puanı hanesine yazdıracaktı.

Benim ısrarla dile getirdiğim Oğuzhan Özyakup gerçeği ve bu gece sonunda oluşan Oğuzhanlı-Oğuzhansız Beşiktaş'a dair veriler ile son derece açık biçimde ortaya konmuş oldu. Bunun yanında Olcay Şahan'ın Kerim Frei ile değişmesinin ardından gerekli mesajı aldığını düşünmekteyim. Son olarak da Atiba Hutchinson'ın tanıdık, bildik "işçiliğinin" bu takım için mevcut düzende elzem olduğu aşikar. Veli Kavlak'ın da çok daha fazla övgü alması gereken performansının devam ettiğini düşünecek olursak Oğuzhanlı düzen adına tek bir realite göze çarpıyor. O da Manuel Fernandes'i "sahte okey" olmaktan azad etmek...

Ekstra: Bunları konuşmak için son derece erken lakin Beşiktaş'ın standartlara göre birinci sınıf bir stoper eksikliği ve bunun yanında kanat forvet verimsizliği dikkat çekici. Bu noktalara teknik ekip birer hamle düşünmek zorunda kalacaktır.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...