5 Ekim 2013 Cumartesi

Soru - Cevap



Edin Terzic ve Nikola Jurcevic yönetiminin ikinci haftasındaki Beşiktaş Eskişehir'de, Spor Toto Süper Lig'in en zor deplasmanlarından birine çıktı. Geçtiğimiz hafta Antalyaspor'dan alınan şok mağlubiyet ve bir önceki haftada yaşanan olaylar neticesinde düşüşe geçen siyah-beyazlıların kara bulutları dağıtması için bundan daha güzel bir gece olamazdı.

Slaven Bilic, Ramon Motta ve Hugo Almeida'nın sakatlıkları neticesinde ezberlettirdiği on birinde üç hamle ile değişim yapacaktı. Motta'nın yerine çekilen Atiba Hutchinson, Hutchinson'ın yerine sürülen Necip Uysal ve santraforda da Almeida yerine Michael Eneramo... Bu değişim neticesinde de kafalarda iki soru işareti oluşacaktı:

1. Sistem için hayati öneme sahip olan Almeida'nın ikamesi Eneramo olabilecek mi?
2. Geçtiğimiz sezon Necip ve Veli Kavlak ikilisi ile çıkılan mücadelelerde o bölgede har daim sıkıntı yaşayan Beşiktaş bunu aşabilecek mi?

Eskişehirspor maça etkili başladı. Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş bu etkiyi özellikle Bursaspor karşısında gösterdiği o ön alan baskısını Eskişehir ekibine de uygulayarak kırmayı başardı. Yüksek konsantrasyonda yapılan baskının yanında bir önceki haftaya oranla çok daha disiplinli bir savunma kurgusuna oturan düzen, oyuncuların saha içi parselizasyonu ve yardımlaşmayı da iyi seviyeye taşıması ile daha işlevsel hale geliyordu. Bu dakikalarda topa hükmeden taraf olmayı başaran Beşiktaş adına sıkıntı ise aslında uzun zamandır sorduğumuz o sorudan ibaret olacaktı: Gol pasını kim verecek ve golü kim atacak? Bu soruya muhattap olacak ilk kişi ve sahadaki en etkisiz kişi aynı olunca işler sarpa saracaktı. O isim elbette Manuel Fernandes.

Beşiktaş baskı dozajını azalttığı dakikalarda Eskişehirspor daha rahat hareket edecekti. Eskişehirli oyuncuların özellikle Beşiktaş'ın savunma bekleri ve merkez ikilisine yaptığı baskı sonuç verdikçe uzaktan kaleyi yoklama yolu ile pozisyonlara girdiler. Özellikle Aytaç'ın direkten dönen şutu buna direkt olarak örnek gösterilebilir.

İkinci yarı da ilk yarıya hiç ara verilmemiş denilecek kadar benzer biçimde başladı/devam etti. Dakikalar ilerledikçe Beşiktaş ligin başındaki o süre uzadıkça üzerine koyarak giden haline dönmüş gibi görünecekti. Baskı şiddeti artıp rakibin rahatsız edileceği aralıklar daha da sıklaşacaktı. Buna karşın golün gelmemesi tesadüf olarak açıklanamazdı. Eneramo'nun edilgen kalışı ve ardından gelen Ömer Şişmanoğlu değişikliği tam isabetti. 70. dakikada Fernandes'in sol çizgideki "ayak oyunları", güzel ortası ve Eskişehirspor savunmasının Ömer'i o bölgede unutuşu neticesinde Beşiktaş golü buluyordu. Bu dakikadan sonra Eskişehirspor can havli ile saldırmaya başladı. Necati ve Kamara'nın pozisyonları aslında zor olanı yapmanın resmi olacaktı. Uzatmalara girilirken Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor günlerinde Ömer Erdoğan hamlesine benzer biçimde gelen Servet Çetin rötuşu ve buna karşı Edin Terzic hamlesi olduğuna yemin edebileceğim Ersan Gülüm'ün oyuna sokulması, es geçemeyeceğim bir diğer unsur olacaktı. Beşiktaş önemli bir deplasmandan yine önemli bir galibiyet aldı ve verilecek araya nefes alarak girdi. Bu önemliydi peki yukarıda sorduğum sorular?

Cevap 1: Hugo Almeida'nın sistem içinde bir ikamesi yok. Michael Eneramo, Ömer Şişmanoğlu ve Mustafa Pektemek'in toplamı -altını çiziyorum- sistem açısından Almeida'dan daha değersiz.

Cevap 2:  Necip ve Veli'nin ortada olması Beşiktaş adına "akıl yoksunluğu" doğuruyor. Bunun bir zorunluluk olduğu doğrudur lakin Oğuzhan Özyakup, Muhammed Demirci ve hatta Sezer Öztürk'ün rotasyonda olması el rahatlatıcı cinsten olacaktır.

Ekstra Cevap: Gol pasını verecek ve golü atacak kişi de aslında tek. O da Oğuzhan Özyakup. Oz Büyücüsü bir an evvel sahalara döndürülmeli.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...