Yine “haftanın” açılış maçı, yine ilginç bir karşılaşma ve yine Beşiktaş…
Taraftarını alışmaya mecbur bırakan bir oyun yapısı var Beşiktaş’ın ve yine o oyundan kesitleri sundu bugün.
Klasik giriş olacak ama sakatlıkların el verdiği ölçüde “ideal” bir kadro çıkardı Carlos Hoca. Gaziantep’te ise Turgut Doğan Şahin için belki ilk on birde oynar diyordum ancak Abdullah Ercan bunu gerçekleştirmedi.
Maça Beşiktaş’ın “İnönü taktiği” haline gelen önde pres ile başlamasını beklerken tam tersi oldu. Gaziantepspor önde basıp Beşiktaş’ın top yapmasına engel olma çabasındaydı. Bu onları kotardı da. Uzun bir süre oyunu dengede götürdüler. Kendi yaptıkları top kayıpları dışından gelen pozisyonlar dışında Beşiktaş’a net pozisyonlar vermediler. Elyasa ile de Beşiktaş’ın oyuncu paylaşım hatasını avantaja çevirip gollerini de attılar. Bu dakikadan sonra takım halinde bir uyanma hali içine girdi Kartal. İlk yarının bitimine kalan az sürede baskılı oynayıp net pozisyonlar buldular.
İkinci yarıda ise ilk yarının bitiminde olduğu gibi inanılmaz agresif başlandı mücadeleye. Pozisyonlar pozisyonları sürüklerken Simao’nun Almeida’nın kafasına nişanladığı top kaleye girerken Beşiktaş’ın da scorboarddaki hanesine 1 rakamını yazdırıyordu. 1-1… Necip’in girmesi ile orta sahadaki üstünlüğü Beşiktaş’ın ele alacağını düşünürken Simao’nun çıkması da saha içinde oynamalara neden oluyordu. Simao’nun biraz kıpırdandığı bu mücadelede hem de asisti yapmışken çıkmasını pek normal karşılayamıyordum açıkçası. Bu hamleye karşı gelen Turgut Doğan Şahin-Popov değişikliği Antep ekibinin de oyundaki etkinliğini değiştiriyordu. Turgut girene kadar rakip ceza sahasına bile zor giren Antepspor onun oyuna dahil olması ile ileride daha rahat top saklayıp, hücumsal varyasyonlarını gerçekleştirebiliyordu. Nitekim defansın pozisyon hatasını(Toraman’ın) gole çevirip ikinci kez öne de geçtiler. Buradan sonra da maç bambaşka bir hal aldı.
İstediğini yapamayan ve yapılan oyuncu değişikliklerinin bu sezonun genelinde olduğu gibi pek işlememesi sebebiyle Beşiktaş’ın stresi kat kat artıyordu. Üstüne bir de haklı veya haksız GAntepsporlu futbolcuların her ikili mücadele sonrası yere uzanması ile işler sarpa sarmaya başlıyordu. Beşiktaş taraftarının en rahatsız olduğu olayların başında gelen bu “yatma” durumu tribünleri ateşleyip sahaya ekstra motivasyon olarak bu ateşin dönmesini sağlıyordu. Fernandes’in de gözle görülecek şekilde bu durumdan etkilenmesi Almeida’nın ayağından ikinci golü getiriyordu. Ardından ortamın daha da gerilmesi ile yapılan fauller birbirini kovalarken Beşiktaş 90+5’te çok önemli bir noktadan serbest vuruş kazandı ve Fernandes’in öldürücü ortalarından biri daha geldi. Kafalardan seken top Egemen’in önünde kaldı. Egemen de öyle bir vurdu ki topa kale olmasa belki o şiddetle top boğaza kadar gidecekti. 3-2…
Beşiktaş önemli bir 3 puanı hanesine yazdırırken, yenilmezlik serisine bir maç daha ekliyordu. Bununla birlikte Almeida’nın açılması önemliyken her geçen hafta bir sakat veya bir cezalı daha ekleniyor listeye. Bu durum kötü sonuçlar getirebilir. Özellikle Hilbert ve Quaresma’nın çok çabuk bir şekilde takımdaki yerlerini alması gerek. Kayserispor maçından sonra görüşmek dileğiyle…
Ufuk Tolga Aldırmaz
tebrik ederim kardeşim. sıcağı sıcağına anca bu kadar yazılır. serkan beydemir...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Serkan abi. Elden geldiğince...
YanıtlaSil