26 Ağustos 2012 Pazar

Hayırlısı Olsun

Sezonun ilk derbisi. Bir tarafta "mükemmele" doğru yol alan Galatasaray, diğer yanda ise şunu da yapalım bunu da alalım şu eksiği de kapayalım diye çabalayan Beşiktaş.

Klasikleşmiş "Bu maç bir derbi. Ne olacağı belli olmaz!" minvalinde sözler sarf etmeyeceğim. Değil derbi, herhangi bir maç için bu kalıbı kullanmamak ahmaklık olur. Futbolun çekici yanları, madde 16215'de bu belirtilmiştir(!).

Son şampiyon, kazanma alışkanlığını bir yılın ardından artık cebine koydu. Bunun yanı sıra Fatih Terim gibi bir hocanın varlığı her daim işlerini kolaylaştıran cinsten. Euro 2008 öncesi milli takımı da çalıştıran ve mucizelere ön ayak olan Scott Piri ile birlikte çalışması da farklı, ancak işe yarar özellikleri takımına katmış durumda. Ligin başı olmasına rağmen önemli bir seviyede addetmek yanlış olmayacaktır. Bunun en büyük getirisi olarak sahada rakibi boğan bir pres yapmaları da Spor Toto Süper Lig ve Türkiye sınırlarındanki herhangi değerde bir maç için bariz ekstra katkı demektir. Takım oyununa Umut Bulut-Johan Elmander ön ikilisinden başlayarak her bir parça olarak ayrıca katkı sağlamaları Fatih Terim'in Galatasaray'ının şifreleri olmasa bile genel anlamda giriş kodudur. Çıkacak kadroyu az çok tahmin edebiliyoruz. Birbirine yakın kalitede isimlerin olması isimleri silip az önce vuruşunu yaptığım kelimlerin -takım olmanın- önemini bir kez daha belli ediyor. Tüm bunların yanında sahada ciddi anlamda Selçuk İnan beyincik görevinde. Yanında kimin oynadığı ise performansını direkt olarak etkilemese de etkenlerden biri olacaktır. Burada seçim Felipe Melo mu yoksa Emre Çolak mı olacak en önemli soru Galatasaray cephesinde bence budur. Eğer Emre oynarsa teknik anlamda geçişi daha esnek olan bir takım olacaktır fakat Melo ile hem geçen yıldan kalma "büyük maç uyumu" hem de fizik olarak bir yerindelik sağlanacak. Bunun dışında ekstra silahların varlığı, boğucu atak organizasyonları vb. şeyler hakkında nutuk atmayacağım.
Scott Piri ve Fatih Terim
Scott Piri ve Fatih Terim(Scott Bey abimiz de kuul adam)

Geçiyoruz Beşiktaş'a. Ev sahibi avantajına sahip olan Beşiktaş yenik duruma düşüldüğü anda bunun sancısını dahi çekebilir. Malumunuz konular yüzünden efendim. Bu kısmın handikapını geçecek olursak sezon  başı değerlendirmesinde belirttiğim o ev sahibi düzeni olan 4-1-3-2 taktiği mi uygulanacak yoksa İBB maçında da uygulanan deplasman diziliminde mi sahaya çıkılacak ilk soru işareti. Bence seçim ikincisinden yana olacak. Böylece orta saha üstünlüğünü Veli Kavlak- X ikilisi ile kırmak istenecektir. X dememdeki gaye Hasan Türk ile çıkılmayacağını düşünmem. Yine de Samet Aybaba'nın CV'sinden ötürü orada bir açık kapı bırakıyorum. Veli'nin Avusturya ile oynadığımız milli maçta Selçuk'a yapmış olduğu bunaltıcı baskı ve Samet Hoca'nın da belirttiği gibi koşu kalitesinin yüksek olması orta saha dinamizminin üzerinde olacağının göstergesi. Yanındaki ismin Oğuzhan olmasını dilerdim. Defalarca dile getirdiğim sebeplerden ötürü Oğuzhan'ın varlığı takıma çok şey katacaktır lakin maç kondüsyonuna daha ulaşamadığı ve riske edilmek istenmediği belirtilmişti. Saygı duymak gerekiyor. Bunun yanı sıra genel anlamda takım olarak bir baskı yapılması elzem. Galatasaray'ın saha görüşünü ne kadar kapatırsanız işiniz o kadar kolaylaşacaktır. Bu baskıyı yaparken oyun içinde kaptırıp gidilmemesi de gerek. Geçen haftaki İBB maçından sonra fizik üstünlüğünün Galatasaray'dan yana olduğu bariz. Forvette Almeida'nın yokluğu Batuhan'a müthiş bir geri dönüş şansı tanıyor. Destekleyici olarak da yine Mustafa Pektemek'in kullanılacağını düşünmekteyim. Son soru işareti ise defans hattında. İbrahim Toraman'ın tercihi İBB maçından sonra anlaşılabilirdi fakat bu maçta Julien Escude'nin oynaması son derece önemli. Pozisyon bilgisi ile savunmada fark yaratacak unsur olabilir ki azımsanacak bir olasılık da değil.

Velhasıl kelam, Galatasaray neresinden tutarsanız tutun favori. Beşiktaş'ın gerçek sınanma maçı ise bu olacak ve sezonun geneli için önemli bir fikir verecek. Galatasaray bu maçı kaybederse bir şey kaybetmeyecektir fakat Beşiktaş camia olarak kötü noktalara sürüklenebilir. Net bir biçimde iki takım adına da tek bir dileğim var: Hayırlısı olsun.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...