19 Ağustos 2012 Pazar

Murphy Kanunları

Özgür Ansiklopedi'nin konu hakkındaki ilk cümlesini aktarıyorum: "Murphy Kanunları, Amerikalı mühendis Edward Murphy JR tarafından, başarısızlıklar ve hata kaynaklarının karmaşık sistemlerde incelenmesi üzerine ortaya konan özdeyişlerdir." Kısacası genel olarak lanse ediliş biçimiyle, "Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir."

Ününü çokça duyduğumuz ve günlük hayatta da belki de çoğu kez dile getirdiğimiz bu kanun, İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısındaki Beşiktaş'ın da durumunu özetleyen cinsten. İstisna galibiyetler dışında genel rekabetlerde Beşiktaş'ın bu kadar net geriye düştüğü "underdog" bir takım daha genel itibari ile mevcut değil. Kimler geldi, kimler geçti. Buna karşın sonuç her zaman puslu bulutlar ardında da olsa gün gibi ortada.

İbrahim Toraman ve Hasan Türk ikilisi dışında beklenen bir on bir, aynı zamanda da diziliş ile sahada yer alındı. Veli Kavlak'ın sakatlanana kadar geçen on dokuz dakikada Beşiktaş ciddi anlamda önemli bir şekilde sahaya hükmetti. Veli'nin çıkışı ile birlikte yumuşak karın haline gelen o kilit bölge neticesinde orta saha üstünlüğü net biçimde kaybedildi ki Carlos Carvalhal'in Beşiktaş macerasında buna benzer "büyük maç" stratejilerini defalarca gördüğümüzden ötürü ben pek garipsemedim. Orta üçlüleri ile topa sahip olmaları neticesinde Beşiktaş'ın aksatacak şekilde kanatlardan hücumlar gerçekleşti. Özellikle Tom-Uğur Boral ikilisinin bulunduğu kanat Samet Aybaba'ya öğüt verecek mücadelelere sahne oldu. Edilgen yapıya geçen Beşiktaş karşısında İBB için gol geldim geliyorum diyordu. İlk yarının golsüz geçilmesinin ardından basit bir eşleşme hatası sebebiyeti ile Cihan Haspolatlı ile gol geldi. Samet Aybaba hamlelerine başvurmak zorunda kaldı. Bu noktada iki değişikliğin de teorik olarak çok doğru olduğu aşikar. Bu iki hamle:

1.Sezon öncesi değerlendirme yazımda deplasman dizilimi olarak öngördüğüm 4-2-3-1'in üçlüsündeki bir kanadın forveti destekleyici olmasının düşünülmesi neticesinde verim vermeyen Mustafa Pektemek'in yerine Mahmet Akyüz'ün girmesi.

2.Orta sahada topa sahip olan rakibe karşı tek başına abartısız yüzde beşlik bir artış getirecek olan Oğuzhan Özyakup'un Hasan Türk yerine oyuna girmesi.

Aynı zamanda bu iki hamle Beşiktaş adına direkt olarak topa sahip olmanın imkanını vererek edilgen yapıdan çıkmasının da anahtarını veriyordu. Ozzie'nin Fernandes'i rahatlatacak şekilde hareket etmesi de işin cabası. Nitekim her ne kadar akan oyunda bir gol gelmese de klasik Fernandes kesişi ile gol bulundu. Buna rağmen atılan ara paslar ve kurulan baskı da yine Samet Aybaba'ya mesaj veren bir durum oluyordu.

Velhasıl kelam, İstanbul BB maçlarında ilk iki paragraftan ötürü Beşiktaş'ın asılıp kesilmesi çok yanlış olur. Buna karşın bu eşleşmeden de fikirler elde etmek gerekir. Veli ve Ozzie'nin Beşiktaş orta sahası adına yakın gelecekte vazgeçilmez olacağı, Uğur Boral'ın sol bekte yapamayacağı, Fernandes'i verimli kılan unsurun yanındaki arkadaşlarının topla oynama becerisinden geçtiği gibi. Aynı zamanda fizik gücün bu takım için en büyük silah olacağı da aşikar. Fizik olarak hazır görünmeyenlerin olması bu noktada sıkıntının en büyüğü olarak göze çarpıyor.

NOT: Hasan Türk güzel bir başlangıç yaptı. Önemli bir değer.

DİP NOT: Savunmadan top çıkarmada sorun yaşayan stoper ikililerinden birinin Julien Escude olmaması da büyük soru işareti.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...