18 Eylül 2013 Çarşamba

Mental Sorunlar

Muhteşem bir atmosfer oluşturan seyircisini ardına alan Galatasaray, Fatih Terim'in klasikleşen o önde baskısı ile maça başladı. Özellikle kanatlarda daraltılan oyun pozitif etki yapıyor ve Real Madrid atak olgunlaştıramadan maç içerisinde siniyordu. Dakika geçtikçe şiddeti arttırılan ön baskının bu kadar etkili olma sebebi orta alanda Luka Modric ve Sami Khedira ile birlikte Real Madrid'in bir türlü o biriken gazı alamayıp, yumuşak kalmasıydı. Bu baski sebebi ile yaptıkları pas ve tercih hatalarına karşılık olarak şok presler ile Jose Mourinho günlerine nazire yapan cinsten direkt hücumlar ile rakip kaleye gitmeyi düşündüler. Galatasaray baskının sonucunu 16. dakikada Felipe Melo ile başlayan pozisyonlar silsilesi ile alacaktı. Savunmada da dikkatli ve konsantre oynayan Galatasaray hatları mümkün olduğu derecede sık tutuyor ve aşağıdaki görselde göreceğiniz ikinci görseldeki gibi kompakt biçimde bekliyordu. Hatları birbirine bu denli iyi biçimde bağlayan unsur ise Felipe Melo oluyordu(Yenilen ilk gole kadar oynadığı oyun gerçek anlamda muazzamdı).





Yaklaşık 20-25 dakika Real Madrid'e pozisyon vermeyip oyun üstünlüğünü ele alan Galatasaray adına golü geleceğini görmek aslında zor değildi. Orta alanda kazanılan toplar Engin Baytar'ın taktiksel olarak orta sahanın merkezinde bulunması neticesinde bir türlü olumlu kullanılamıyordu. Olumlu kullanılan diğer toplar sonucu gelen tüm pozisyonlar da cömertçe harcanıyordu. Buna karşın Real Madrid diyagonal pas silahını kullanıp mevcut baskıyı aşmaya başladığı andan itibaren işler değişti. Aynı zamanda ileride ciddi biçimde hareketlilik sağlayan ve Angel Di Maria'nın adeta matkap görevini yapıp bulunduğu bölgede delik açışı kader değiştiren cinstendi. Nitekim 33'te Emmanuel Eboue'nin Isco'yu kontrol edememesi neticesinde gol kalede görülüyordu. Maç sonunda Fatih Terim'in de "kırılma anı" olarak göstereceği bu gol oyundaki dengeleri değiştirecekti. Real Madrid bu dakikadan sonra topu ayağına iyice almaya başladı. Galatasaray'ın gol sonrası bocalama durumu ise beklenenden uzun sürecekti. Didier Drogba'nın da Pepe tarafından amiyane tabirle nakavt edilmesi sonucu işler iyice sarpa saracaktı.

İkinci yarının başında gerçekleştirilen Drogba-Nordin Amrabat değişikliği saha içi dizilişi de değiştirecekti. Maç tempolu başladı. Cristiano Ronaldo ve Burak Yılmaz'ın art arda gelen pozisyonları gol kokusu içeriyordu. 54. dakikada da malum bireysel hata ile Karim Benzema'nın golü geldi. Sinyaller hiç iyi değildi. Bu dakikadan sonra Galatasaray edilgen konuma geçecekti. Topu sürekli olarak ayağında tutmaya başlayan Real Madrid, Galatasaray savunmasının ardına atacağı toplarla gol bulmayı deneyecekti. Üst üste birkaç kez bunu denemelerinin ardından Cristiano Ronaldo ile farkı üçe çıkardılar. Golün ardından Isco'nun yerine oyuna giren Gareth Bale ise Carlo Ancelotti'den adeta bir "Durmayacağım" mesajıydı. Ardından sağ çaprazdan Bale'ın kullandığı duran topu gole çeviren Ronaldo skoru 4-0'a taşıdı ki 10 dakikada üç gol yiyen Galatasaray'ın halet-i ruhiyesinin ne kadar kötü olduğunun da bir göstergesi olacaktı. Ardından Modric yerine Illarramendi'yi oyuna aldı Ancelotti. Bu dakikadan sonra üçüncü golden önce Engin yerine oyuna girecek olan Bruma Galatasaray adına ısıran tek oyuncu olacaktı. Kuvvetle muhtemel yeni gelmenin yaratmış olduğu o istek etkilidir lakin bu kadar isimin arasında salmaması ve sürekli arayış içinde olması önemlidir. Bruma'nın çabaları gol için yeterli olmadı. Real Madrid ise durmak bilmeden saldırıya devam ediyordu. Sürekli olarak hızlı ataklar ile arayış içindeydiler.  Eboue'nin bulunduğu sağ kanadı müthiş kullanacak olan Ronaldo, Benzema'ya ikinci golünü attıracaktı. Hemen ardından Galatasaray, sağ kanattan geliştirdiği atak sonucunda Burak yerine sonradan oyuna giren Umut ile golü bulup skoru 5-1'e getirdi. Uzatma dakikalarından Ronaldo'nun yine sağ kanattan bu kez bireysel çabalarıyla getirdiği gol neticesinde maç nihai skoruna ulaşacaktı: 6-1...

Real Madrid'e yenilmenin ayıplanmayacağı aşikar. Galatasaray'ın problemi yine Fatih Terim'in maç sonu açıklamalarında da altını çizdiği gibi, gerekli reaksiyonların gösterilememesiydi. 30 dakika boyunca rakibi ısıran takımın yenilen ilk golden sonra düşük profilli takımlar gibi dağılmasının tek bir izahı vardır o da mental sorun. Bu sorunlar nasıl aşılacak bilinmez ama bu mağlubiyetin büyük bir yara oluşturduğu da su götürmeyen cinsten.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...