Hayatımda ilk kez(samimiliğin dibine vuruyorum) bir yaz tatilinde sıkılıyorum. Öğrenciliğin baki olduğu yıllarımın içinde bu kadar sıkıldığım, bu kadar tek düze giden, bu kadar "Yapılacak bir şey de yok be abi!" dediğim tatil evresi hiç olmamıştı. Normal koşullarda staj icra etmesi gereken ben, geç kalmanın acısını herhalde bu şekilde çekiyorum ya da ciddi anlamda iş görmeme huzursuzluğu yaşıyorum, bilemedim.
Bu sebepten ötürü son bir, bir buçuk ayım basite indirgenmiş hali ile şuraya post girmek ve kitap okumak arasında gidip geliyor. Elbette ki şükür, o ayrı mesele lakin atraksiyon da lazım. Olmadan olmuyor.
***
Sevgili Banu Yelkovan ablamızın Gezi Parkı Direnişi esnasında başlıktaki Dan Brown eserinin içindeki "Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır." sözünü fotoğraf formatında tivitlemesinin ardından kitap dikkatimi çekti. Dan Brown'a hayran olmasam da genel olarak kitaplarının geçtiği mekanlar yine kitaplarından bağımsız hep dikkatimi çekmiştir. Başta bu sebep olmak üzere eserlerini okumak benim için büyük bir zevk haline gelmişti lakin "Melekler ve Şeytanlar" ile "Bunun da üstüne çıkamaz" diyerek sonrasında takipçisi olmayı bırakmıştım. O sözün içinde bulunduğumuz durumda bıraktığı iz ve kitapta İstanbul'un da varlığı sebebi ile bırakma fikrimi geri aldım. Robert Langond'ın "maceraların" devam edelim dedim.
Peşin peşin söyleyeyim, beklentinizi yüksek tutmayın. Özellikle bazı betimlemeler çok can sıkıcı da olabiliyor. İstanbul'un anlatıldığı bölüm, eğer bahsettiği noktada(spoiler vermemek için bir tarafımı yırtıyorum) bilginiz varsa yavan kalabiliyor. Daha önce çok da büyük olmayan araştırmalar yapmış olan bir kişi olmama rağmen beni cezbetmedi açıkçası. Yine de belli bir noktada sürükleyicilik var. Zaman geçirmek için gerçekten çok iyi bir kitap(türü seviyorsanız) lakin ötesine gitmiyor. Okumadıysanız "Melekler ve Şeytanlar"ı daha öncelikli olarak ele geçirmenizi tavsiye ederim, naçizane.
***
Okumaya devam ediyorum, her daim devam ettiği gibi zaman tatilin daha da gıcık olunası klasik yanı olan "hızlı gidiş" ilkesine sağ olsun uyuyor. Gelsin zaman, gitsin zaman; şu belirsizlikleri hayatımızdan kaldırsın zaman.
SPOİLER İÇEREBİLECEK NOT: Dante'ye ister istemez merak saldım. Geçici bir merak, klasiktir.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder