"Metropolitan Fransa'ya geldiğimden beri sistem tarafından reddedilmenin önüne geçmek için karakterimin belirli özelliklerini törpüledim. Ta ki bir elektrik bataryası olsam bile umursamazlıkla suçlanacak noktaya gelene dek."
Yukarıda bir futbolcunun serzenişlerini okuyorsunuz. Fransız Guyanası'nda doğup büyüyen ve her daim amacı daha iyiyi başarmak olan bir futbolcunun serzenişini okuyorsunuz. Sahada zaman zaman kötü oynasa da her zaman çabalayan bir futbolcunun serzenişini okuyorsunuz. En büyük özelliği kollektif bir oyun olan futbolda takımını kendi adından önde tutan mütevazi bir futbolcunun serzenişini...
Aslında annesi daha önceleri belirtmişti: "Her zaman ciddi bir çocuktu.". Çocukluğunda başlayan o ciddiyet sahibi karakter özelliğini ilerleyen yaşlarında da taşıyacaktı. Ligue 1'in en iyisi seçildikten sonra da, uğruna 14 milyon Sterlin ödendiği zamanda da işinin ciddiyetinin hep farkında olacaktı.
Onun kalibresinde olup saha içinde egolarından arınmış her futbolcunun kaderidir "İyi oyuncu ama eh işte" diye tabir edilmek. Her zaman eh iştedir. Belki de ilk kez en azından oynadığı şehirde "eh işte"den kurtulacak, bir takımın akla gelen ilk ismi olacak. Ben inanıyorum burada da başaracak. Nihayetinde istatistik kağıdındaki rakam veya sayılarla olmasa da işine olan bağlılığı ile anılacak. Zamanında çok istemiştim Beşiktaş'a yolu düşsün diye, olmadı. Günün şartlarına göre yine istemezdim, tercih etmezdim kafamdaki düşüncelere göre belki de ama bir şekilde bu topraklara gelmesi beni açıkçası çok sevindirdi.
Florent Malouda Trabzonspor'da...
NOT: Tırnak içindeki alıntılar Simon Kuper'in Futbol Adamları adlı eserinden alıntılanmıştır.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder