Fm oynayanlar hemen empatinin gözüne vuracaktır.Sezona dar bir kadroyla başlarsın sakatlıklar can sıkabilir ama takım oturur,birbirini daha çok tanır.Hatta oyuncularının profillerine baktığında favori adamı yani''kankası'' olmuşsun. Bu çok iyi gelişmedir.Sezon sonu kazanılmadık başarı kalmamış,heyecanla beklediğin oyunu ,çoğumuzun oynama sebebi olan transfer dönemi gelir.Başarılısındır da para gani yönetim açmış büyük anne kesesini.Kadroyu genişleteceğiz derken bakmışsın yalan olmuş kadro.Herkes maaşta geliştirme istiyor,arkadaşlık yalan olmuş düzen bozulmuş yetiş ya Ali yetiş ya Muhammed.
Bana Mourinho takımları hep yukarıda anlattığım fuzuli empati kurdurtma isteğindeki gibi gelir.Büyük transferlere, pahalı isimlere sürekli nedensiz ihtiyaçlar duyan dev bütçeli takımları çalıştırmasından olsa gerek, iyi giden takımları ikince senesinde gerek kendi kararı gerek Başkan zoruyla yapılmış bir transferle bozduğunu düşünüyorum. Örneğin; Chelsea'deyken muazzam giden, rakiplerin önlem alamadığı 4 - 3 -3 sistemini Shevcenko transferi bozmuştu.
Popülaritesi yüksek takımları çalıştırmak zordur, forma satış dengesi,taraftar çekme gibi endüstriyel futbol terimleriyle anlatılacak durumları göz önünde bulundurmak zorundasındır. Velhasıl saat de 7'ye geliyor konu uzamadan günümüze hızlı bir geçiş yapmalıyım. Abraham'ın çok isteyip,milyonlarca Euro bayıldığı Sheva'yı oynatma zorunluluğu ile 4 - 4 - 2'ye geçiş yapan Chelsea, tutunamayanları oynadıktan kısa bir süre sonra, tekrar 4-3-3 deneyip Sheva'yı 3'lünün sağında deneyecek kadar uçuk taktiksel sıçıntılarının bedelini güzel bir tazminatla Mou'ya yüklemişti. Ayrıntılar da var elbet ama uykum var,kısa kesiyorum.Hem zaten biliyorsunuzdur siz,benim lise Matematik hocam derdi bu lafı.
Kadroya eklenen yıldız oyuncuya yer açma sorununu yaşamadığı tek yer İnter oldu Jose'nin. Bana göre de kariyerinin en iyi dönemini burada geçirdi. Elbetteki şike sürecinden yenik çıkmış Juve ve yorgun savaşçı Milan'ın da durumunu da hatırlamakta fayda var ama bana göre zirve orasıydı,anlatırım ama uykum var,ayrıntıya giremiyorum.
Gelelim Real Madrid zamanına.Geçen sene şampiyon olan kadro ile bu seneki takım arasındaki farkı yaratan temel husus bence orta alanda Xabi'nin partneri olan isim. Geçtiğimiz sezon Khedira, Diarra, Granero gibi kesici,topu kapan,öne oynama konusunda eh işte'nin bir tık üstü diyebileceğimiz,32 yaşına yaklaşan Xabi'yi defansif açıdan da rahatlatıp Xabi Alonso'nun ilerideki hareketlilere top servisini sağlamasına yardımcı olan oyuncularla oynayan oyuncuların yerine bu sezon Modric oynar oldu.
Yanlış olmasın Modric ofansif orta saha oyuncusu olarak dünyada en sevdiğim oyunculardan biri.Ama elinde Kaka,Mesut varken oraya bir oyuncu alınması şart mıydı? Emin değilim.Nitekim benim tezim burada devreye giriyor.İyi giden sistem bir oyuncu tercihiyle bozuldu kanımca...
Defansif özellikleri pek gelişmemiş Luka Modric'le oynayan Real orta sahasında hala dünyanın en iyi orta sahalarından biri olsa da, 32 yaşını geçtiğini kabullenmemiz gereken Xabi'nin üstüne daha da yük biniyor,ilerideki hareketlilere oyun servisi konusunda sıkıntılar baş gösteriyor.. Rakibin topla oynama ve dikine oyun oynama başarısının artmasıyla oyun ritmi, dolayısıyla savunma da etkileniyor.
Sheva transferiyle her fırsatta özlediğini belirttiği İngiltere'den ayrılma süreci başlayan Mou, Modric'i kendi transfer ettiği için,Real'deki sıkıntıların başladığı sıkıntılı süreçleri kendisinin hazırlamış olduğunu düşünüyorum. Ronaldo'nun,Mesut'un mutsuzluk / transfer olacak haberlerinin kaynağı aslında rotasyonun ucunu kaçırmaya dayanıyor.
Başarıya ve Barcelona'yı geçmeye endeksli bir kulüp anlayışında haliyle ağzınla kuş tutsa yaranamayacak olan Ronaldo'nun da kaybedilen puanlar sonrası yuhalanması çok geç olmayacaktı. Barcelona'nın gerisinde kalmayı kabullenemeyen kazanma odaklı kulübün felsefesini içselleştirmiş taraftarların, 'bu nasıl süper yıldız lan' eleştirilerinden rahatsız olduğu malum olan, Messi'nin gerisinde kaldığı her güne lanet okuyan Ronaldo'da sezon sonu Mou ile birlikte Ada sahilleri yolunu tutmasını kuvvetle muhtemel görüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder