Daha önce tanıdığımız, bildiğimiz yüzlerin şu an nerede
oldukları zaman zaman kafama takılmıyor değil. Geçen gün Beşiktaş’ın 100.Yıl
kadrosunu düşünürken birden aklıma Zago düştü. Temiz kalbimden midir bilemem,
internette dolaşırken Zdenek Zeman’ın Roma’daki yardımcılarından biri olduğunu
okudum. Ben de bu tarz oyuncuları, antrenörleri bulup yazayım dedim. Buna
paralel, malum FIFA U-20 Dünya Kupası bu yıl ülkemizde organize edilecek. Biraz
araştırma yapayım dedim. Önceki turnuvalarda en iyi oyuncu ödülünü alan
isimlere baktım. İlginç isimleri görünce bunu FIFA ve UEFA’nın genel
turnuvalarına yayayım dedim. Aşağıda önce sezon sonra kazanan ülke ve hemen
ilişiğinde de turnuvanın oyuncusu seçilen futbolcuyu göreceksiniz.
Önce UEFA U-19. Daha önce U-18 olarak organize edilen
organizasyon için düzenleme yapılmış ve 2001-2002 sezonundan itibaren de U-19 olarak
düzenlenmişti.
2001-2002/İspanya/Fernando Torres: Oslo’da seyirci rekorunun
sahibi olan finalin belirleyici adamıydı. O zamandan beri neler becerdiğini
benden daha iyi biliyorsunuz El Nino’nun. Efsaneler arasına adını şimdiden
yazdırdı.
2002-2003/İtalya/Alberto Aquilani: Aquilani hem eleme turu
hem elit turda hem de turnuvada İtalya’nın bir numaralı ismi olur. Roma’daki
kariyerini Avrupa’nın elit takımlarında devam ettirme başarısını gösterdi.
Sakatlık mereti onu bulmasa belki de daha fazla ismini duyabileceğimiz bir
isimdi.
2003-2004/İspanya/Juanfran: Real Madrid alt yapısından
yetişen Juanfran’ı aslında hepimiz yakinen tanıyoruz. Şu an Atletico Madrid’in
kadrosunda yer alıyor. Atleti’den önce Espanyol ve Osasuna’nın da formasını
giydi. İstikrarı göze çarpmasına rağmen bana kalırsa istenilen seviyeye gelemedi.
Geçtiğimiz yaz yapılan Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon olan kadronun da bir
parçasıydı.
2004-2005/Fransa/Abdoulaye Balde: İkinci lig futbolcusu
olmaktan öteye gidemedi. Bir dönem
Birleşik Arap Emirlikleri’ne de yolu düştü. En düşük profilli “en iyi oyuncu” o
sanırım. O yıl kadroda Yoann Gourcuff gibi isimler de bulunuyordu.
2005-2006/İspanya/Alberto Bueno: Madridistalar’dan biri
daha. Alt kategorilerde muazzam bir gol yüzdesi ile oynayan Bueno’yu FM’den de
tanıyanlarınız illa ki vardır. Buna karşı beklenen sıçrayışı yapamadı. Madrid
alt yapısındaki genel sıkıntıyı o da çekti. Turnuvanın gol kralı Real’de 3 maça
çıktıktan sonra Valladolid’in yolunu tutar. Bir dönem Derby County’e kiralansa
da şu an hala Valladolid’in kadrosunda şans bekleyen isimlerden bir tanesi.
2006-2007/İspanya/Sotiris Ninis: Arnavut asıllı Yunan
futbolcu aslında klasik olmayan bir durumun altına imza atar. İspanya şampiyon
kadrosundan bir isim değil de gümüş madalyalı takımdan birisinin yani Ninis’in
turnuvanın en iyi oyuncusu olması önemli bir ayrıntı. Panathinaikos formasını 100 kez terlettikten sonra bu yaz Parma’ya
transfer oldu. Hala potansiyelli bir alt kategori oyuncusu olarak göze
çarpıyor. Şahsen FM’deki vazgeçilmez isimlerimdendi. Ayrı bir sempatim var.
2007-2008/Almanya/Lars&Sven Bender: İkizler… Lars Bayer
Leverkusen’da, Seven ise Borussia Dortmund’da. İkisi de gelişimlerini devam
ettirip önemlerini arttırıyor. Güzel iki seçim.
2008-2009/Ukrayna/Kyrylo Petrov: O yıl Ukrayna milli
takımının kaptanı olan Petrov, Dinamo Kiev’in sözleşmeli futbolcusu. Buna
karşın Ukrayna Ligi’nin en kötü takımlarından olan Goverla-Zakarpattia’da
kiralık olarak 13 maça çıkmış bir stoper. Gelişim göstermesi çok zor gözüküyor.
Adını fazla duyacağımızı sanmam.
2009-2010/Fransa/Gael Kakuta: Chelsea’nın transfer
skandalından hatırlanan futbolcu yine FM serilerinin de vazgeçilmezlerinden.
Wonderkid olarak lanse edilen Kakuta, henüz beklenen patlamayı yapamadı.
Sakatlıkların da etkisini görmezden gelmeyelim. Şu an Chelsea’nin dost
kulüplerinden olan Vitesse’de kendine gelmesi bekleniyor. İşi zor derim.
2010-2011/İspanya/Alex Fernandes: Alejandro Fernandes
İglesias… İspanyollar’a karşı bir zaafım olduğunu kabulleniyorum fakat isme
bakın yahu. Muazzam değil mi? Fazla dağıtmadan Real Madrid alt yapısından yetişme
bir isime daha dikkat çektiğimizi belirteyim.
Bir kez de A takım ile maça çıkan Alex, hala Castilla şubesinde top
koşturmakta. Bueno ve Juanfran’dan çok daha iyi bir kariyer geçirmeyeceğinin
garantisini verebilirim.
2011-2012/İspanya/Gerard Deulofeu. La Masia’nın yeni
çiçeklerinden biri. Az çok bu işle haşır neşir olan herkes adını, sanını
duymuştur. Barcelona A takımı ile de karşılaşmalara çıkan Deulofeu hala B
takımda bulunuyor. Katalanlar ona güveniyor.
1980-1981’den beri düzenlenen bu organizasyonu bir kez
kazanan İspanya’nın son dönem grafiği dikkat çekici. Bunu da not düşelim.
Gelelim U-17 şampiyonasına. Daha önce yine U-16 olarak
düzenlenen organizasyon 2001-2002 ile yeni formatına geçti.
2001-2002/İsviçre/Wayne Rooney: Şimdiden ciddi bir İngiliz
efsanesine dönüşmüş durumda. Kariyerini benden daha iyi biliyorsunuz.
2002-2003/Portekiz/David Rodriguez:Atleti’nin alt yapısından
yetişen Rodriguez için işler pek iyi gitmez. Muadilleri çok daha iyi yerlere
gelecekken kendisi şu an ancak Sporting Gijon’da top koşturabiliyor.
2003-2004/Fransa/Cesc Fabregas: Bir dönem Arsenal’de kiralık
oynamış olan Katalan futbolcu-Xavi Hernandez
2004-2005/Türkiye/Nuri Şahin: Daha şimdiden Real
Madrid-Liverpool ve beraber yeniden doğmayı başardıkları Borussia Dortmund.
Ülkece sanırım ona çok güveniyoruz.
2005-2006/Rusya/Toni Kroos: Bayern München sabretti, istediğini alıyor. Pep
Guardiola’nın da çok seveceği tarzda bir oyuncu.
2006-2007/İspanya/Bojan: Barcelona’dan gitmesine rağmen önce
Roma sonra da Milan gibi elit kulüplerde boy gösterdi. Kendisini babasına olan
tip benzerliğinden ötürü sever sayarım. Adını biraz daha duyurması lazım derim.
2007-2008/İspanya/Danijel Aleksic: Yirmi birlik Sırp
futbolcu St.Etienne’de top koşturuyor. Rooney, Fabregas, Nuri gibi isimlerden
sonra pek etkileyici bir isim gibi gelmese de bu seride UEFA’nın “tutturma
şansını” görmezden gelmemelisiniz derim.
Sırp futbolcuların o son adımı atamadıklarını da düşünürsek kaybolma
şansı var mıdır? Tutunma şansından daha fazladır derim.
2008-2009/Almanya/Benjamin Siegrist: Aston Villa’nın
İsviçreli kalecisi. Bu yıl olimpiyatlarda da boy gösterdi. İlk defa bu tarz bir
organizasyonda en iyi oyuncu ödülünün bir kaleciye verildiğini görüyorum. 2009
yılında U-17 Dünya Kupası’nın da en iyi kalecisi seçildi. Bu kadar üzerinde
durulan bir kaleciden nasıl bir sonuç çıkacak hakikaten merakla beklemekteyim.
2009-2010/İngiltere/Connor Wickham: Sunderland forması giyen
forvet. O yıl finalde galibiyet golünü getiren isim. Premier Lig’de hiç denk
gelmedim lakin biri ilk on bir olmak üzere altı maça çıkmış. U-21 Ligi’nde de
beş maçta beş golü var. İngilizler’in üzerinde durdukları bir isim. İleride
milli formayla da çok izleyeceğiz gibi görünüyor.
2010-2011/Hollanda/Kyle Ebecilio: Arsene Wenger’in çoktan
kadrosuna kattığı bir isim desem yeterli olur mu acaba?
2011-2012/Hollanda/Max Meyer: Schalke 04’ün alt yapısında
forvet arkası olarak oynuyor. Almanlar’ın üzerinde durduğu bir isim. Her yaş
kategorisinde milli oldu. Kendi kategorisinde harikalar yaratıyor. Recep Niyaz
Ve Muhammed Demirci ile aynı yaşta. Bakalım hangi isimleri daha çok duyacağız.
Bu kez de İspanya’nın U-16 döneminde ezici üstünlüğünü
görüyoruz.
Geldik FIFA organizasyonlarına. U-20 Dünya Şampiyonası’nın
mazisi aslında çok daha eskiye dayanıyor. Zaman parametresini biraz daraltmayı
tercih ettim diyelim.
2011/Brezilya/Henrique: Hem altın ayakkabı hem de altın topu
kazandı. Botafogo’ya bu yıl bonservis bedelinin yarısı karşılığında transfer
oldu. Geçen yıl Sao Paolo’nun kadrosundaydı.
2009/Gana/Dominic Adiyah:Milan’ın sözleşmeli futbolcusu
lakin Karşıyaka’ya dahi kiralandı. Şu an Arsenal Kiev’de. Umut yok.
2007/Arjantin/Sergio Aguero: Malum. Son EPL'nin şampiyonunun en önemli parçası.
2005/Arjantin/Messi: Über Alles.
2003/Brezilya/İsmael Matar: 29’luk Birleşik Arap Emirlikleri
vatandaşı Matar, ülkesinde top koşturuyor. Yanıltıcı seçimlerden biri daha.
FIFA’nın gençler için uyguladığı Dünya Kupası organizasyonu
olan U-17 Dünya Kupası’nda da zaman parametresini daraltıyorum.
2011/Meksika/Julio Gomez:
1994 doğumlu kanat oyuncusu ülkesi Toluca’da top koşturmakta. Transferi
olası.
2009/İsviçre/Sani Emmanuel: İtalya’da Salernitana formasını
terletiyor. O yaş için kötü bir yer diyemeyiz.
2007/Nijerya/Toni Kroos: Bir önceki Avrupa Şampiyonası’ndan
sonra Dünya Kupası’nın da ismi.
2005/Meksika/Anderson: Manchester United’ın Anderson’u.
Beklenen etkiyi yarattı mı? Bence hayır.
2003/Brezilya/Cesc Fabregas: Avrupa Şampiyonası’ndan sonra
Dünya Kupası’nda da turnuvanın en iyisi seçilmiş. Hakkını veriyor.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder