17 Ocak 2013 Perşembe

Stakhanovets Ekseninde Dnipro


Stakhanovets Stalno, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sınırları içinde kurulan Ukrayna eyaletinin bir takımıdır. Takıma adını veren Stakhanovets, Rus Devrimi’nin kahramanlarından birisi olma özelliğini taşır. Stakhanovets ilk resmi maçına 1936 yılında SSCB Ligi’nde çıkar. Gruplara ayrılmış ligde vasat bir takım olarak boy gösterir. Buna rağmen ivmeli bir gelişim içinde olduklarını da söyleyebiliriz.

İvmeli gelişime SSCB’nin de katıldığı 2.Dünya Savaşı darbe vurur. Savaş esnasında birçok sporcusunu askeri hizmete yollayan kulüp için işler pek yolunda gitmez. Kanlı savaş Stakhanovets’i de vurur. Bazı sporcuların vefat haberi kulübe gelir. Düşüşe geçen kulüp adını 1946 yılında değiştirerek yeni bir sayfa açar. Kulübün adı artık Shakhtar Stalino’dur. Stalino bugünkü Donetsk’in eski adıdır. Yeni adı ile alt ligden çıkan Shakhtar, ikinci senesinde SSCB Ligi üçüncülüğünü elde eder.  Eskisinde de daha iyi bir dönüşü yapıp, istedikleri noktaya geleceklerdir. 1962-63 sezonunda SSCB Kupası’nı elde ederek Birlik çapında en büyük başarılarını el etmiş olurlar ancak bu günler fazla uzun sürmez. Özellikle yanlış yönetim seçimleri paralelinde gelen tartışmalı teknik direktör atamaları neticesinde kulüp kendini yine bir alt ligde bulur.

SSCB serüvenini iyi kötü bitiren kulüp, birliğin dağılması ile ayrılan ligler neticesinde kendisini Ukrayna Ulusal Ligi’nde bulur. Bu ayrılış aslında kulüpte de ayrılık rüzgarlarını estirir. Birçok futbolcu kulüpten ayrılmak ister ve bu isteklerini de gerçekleştirirler. Buna rağmen toparlanma süreci çok da uzun sürmez. Her ne kadar Dinamo Kiev’in damga vurduğu dönemler olsa da, kupada başarılı olup Avrupa anahtarlarını kazanıp o kapıyı açarlar.

Dişe dokunur en büyük başarıları SSCB Kupası olan kulübün kaderi Metinvest gibi dünya devi bir enerji firmasına sahip olan Ukrayna’nın en zengini Rinat Ahmedov’un kulübü alması ile değişir. 1996 yılında gerçekleşen satın alma işlemi neticesinde kulüp en baba mali desteği arkasına almış olur. İlk etapta başarı gelmese de yapılan Gençlik Akademisi ve modernize edilen antrenman sahaları ile futbolcular rahat ettirilir. Buna paralel, Kiev’den çıkan genç yetenekler için ikinci bir adres daha oluşmuş olur ki zaman içinde önemli Ukraynalı futbolcuların yetiştiğini de biliyoruz.

Kazanılan kupalara yenileri eklenirken daha önce elde edilmemiş olan Avrupa zaferleri kendini gösterir.  Sanıyorum zafer tanımına Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmayı eklersek, o dönemki Shakhtar için pek de yanılmış olmayız. İlerleyen yıllarda ilk lig şampiyonluğu da gelir. 2002’de Beşiktaş’tan da tanıdığımız Nevio Scala ile ipi göğüslerler. Uzun sürmeyen birliktelik neticesinde yine Beşiktaş’ın eski çalıştırıcıları Bernd Schuster ve Mircea Lucescu ile anlaşmalar sağlanır. Schuster döneminde başarılı olamayan kulübün başına  geçen Lucescu adeta bir mihenk taşı olur. Sonrası zaten malum. Façası çizilen Dinamo Kiev, ambargo koyulan lig, UEFA Kupası ve Donbass Arena…

Öyle görünüyor ki Shakhtar bu başarılara devam da edecek. Özellikle genç Brezilyalılar’a yönelen Lucescu, kadroyu iyi harmanlayıp hepimizin ağzının suyunu akıtıyor. Shakhtar güzellememizi bir kenara bırakıp yazının esas amacına gelelim.  Dikkat çekmek istediğim kulüp Dnipro. İddaacılar bu takımı Dnjeper olarak da bilirler.

Shakhtar’dan daha “şanlı” bir geçmişse sahip olan Dnipro, ‘80’lerin sonunda özellikle Ruslar ve doğal olarak Ukraynalılar’ın başı çektiği SSCB futbolunun takipçileri tarafından bir “masal” olarak adlandırılmakta. Kazandıkları şampiyonluklar ve oynadıkları güzel futbolu -Translate’in el verdiği kadar- anan birçok kişi var. Ukrayna Ulusal Ligi’nin kurulması ile de kendilerini Dinamo, Shakhtar ve Metalist’ten sonraki takım olarak buldular. Takımı gençleştirmeye yöneldiklerini belirtmelerine rağmen veteranlardan oluşan bir gruba sahip oldukları aşikar. Neticesinde çok da başarılar kazanamamalarının sanıyorum ki sebebi budur. 1996’da kulübün genel müdürlüğüne getirilen Andriy Stetsenko  önceki görevlerinde bunlardan ders çıkarmış olacak ki Dnipro ve Sovyetler’in önemli oyuncularından biri olan Vadim Tischenko’yu takımının başına sportif direktör olarak getirdi.  Stetsenko için daha önemli olarak addedebileceğimiz şey ise Gençlik Akademisi’nin kurulmasına ön ayak olduğu gerçeğidir. Evgen Konoplyanka gibi somut bir örneğini gördüğümüz gençlerin alttan geldiği de yadsınamaz bir gerçek. Bunun yanı sıra Juande Ramos gibi bir ismi de takımın başına geçirerek önemli bir adım attılar. Uzun vadeli planlar için adlarını bana kalırsa şimdiden duyurmaya başladılar. UEFA Avrupa Ligi’nde bu yıl zorlu gruplarını lider bitirmeleri önemli bir köşe taşı olabilir.

Çok kısa sürede büyük başarılar elde edeceklerine inanmasam da Dinamo Kiev ve Shakhtar’dan sonra istenilen yere gelemeyen Metalist’in tahtına rahatlıkla oturacaklardır. İşleri zor lakin önemli adımlar atıyorlar. Dikkat diyelim.

Ufuk Tolga Aldırmaz




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...