28 Eylül 2011 Çarşamba

Brittania'da Savaş

Çok zor bir maç bizleri bekliyor. İngiltere’nin en zor deplasmanlarından birinde Kartal. Hem takım hem de taraftar olarak Brittania Stadyumu gerçekten onlar için önemli. Öyle ki EPL’nin desibel rekoru Stoke City taraftarında. Kalben bütün stad bütünleşip takımlarını destekliyorlar. Tıpkı bizim gibi. İşte bu onların gücüne güç katıyor. Tıpkı bizde olduğu gibi. Bu olay takımın oynadığı futboldan daha fazla etkili oluyor. İtici güç bilimum etkiler vaziyette.

Kadrosuna baktığımız zaman gerçek anlamda mütevazi bir kadro görüyoruz. Dönem dönem yıldızları parlamış isimler ve genç yetenekler de var tabi. Crouch, Pennant,Showcross,Etherington vs. Ancak yine de EPL’nin “Anadolu takımı” klasmanındalar. Lige çıktıklarından beri üstlerine koyarak basamakları bir bir tırmanıyorlar. İşin gerçeği gelebilecekleri en üst noktadalar. Eğer onları da Arap bir milyarder almazsa bu seviyelerin takımı olmaktan öteye geçemezler.

Anadolu takımı klasmanı dememin bir diğer sebebi ise gerçek anlamda ligimizdeki gibi zor bir deplasman oluşları. Ancak bizdekilerden farkları sadece oynatmamak üzerine değil; oyunu tutup oynamak isteğindeler. Tony Pulis gibi değişik bir teknik direktörleri de var. Yaptığı gariplikler çok fazla. Kesinlikle kötü diyemeyiz tabi ki. Yine takımı gibi belirli seviyenin hocası dersek yanılmayız. Teknik analizlerinin iyi olması ve oyuncu seçimleri onu buralara kadar taşıdı. Bunda en büyük misal Crouch’un transferi olabilir. Crouch’un boyu ve Delap’ın taçlarını nasıl avantaja dönüştürdüğünü düşünün kafi.

Altta Stoke City’nin ideal kadrosu bulunmakta.

Anlaşılabildiği gibi ana hatları ile 4-4-2 oynamaktalar. Oynadıkları oyun varyasyonları içeriyor. Son ManU karşılaşmasında Walters’ın orta sahaya yaklaşması ile 4-4-1-1’i andırdılar. Yani Perşembe günü ufak çapta değişiklikler görürsek şaşırmamalıyız.

Pulis’in öğrencilerinin üst düzey oyuncular olmadıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu oyuncular arasında bu zamana kadar sürekli üst düzey oynamış olanların yanı sıra eksiklerini de mücadele ile kapamaya çalışan kişi sayısı çok fazla. Anlayacağınız gibi mücadele ve emek gücü bu durumda Stoke için ön plana çıkıyor. Çok disiplinliler. Bunu Delap’ın her taç atışında özenle oyunlarını benimsetmeye çalıştığında bile görebilirsiniz. Saha içinde yardımlaşma ve agresiflik de had safhada. Özellikle Delap-Whitehead ikilisi ada futbolunun sert yüzleri arasında sayılabilir. Alan savunmasını iyi yapmaktalar. Burada Guti yerine Fernandes ile oyun kurmak daha akılcı olacaktır ki zaten Carvalhal Guti’yi kadroya dahi almadı. O ikiliye karşı diri orta sahayı tutmak mecburiyetindeyiz. Ernst-Fernandes-Aurelio üçlüsü ideal gibi duruyor ancak Ernst’in daha hazır olmayışı ve 
Aurelio tercihi konusunda şüpheliyim. Buraya Veli gelirse şaşırmam.

Kanatlarda oldukça seri ve oyun zekası yüksek iki oyuncuları bulunmakta. Pennant ve Etherington. Umarım sağ bekte Ekrem oynamaz. Eğer oynar ise hatırlarsınız geçen sene içeride Dia’nın onu hallaç pamuğu gibi atması az bile kalabilir. Toraman ya da Tanju tercihi daha doğru olacaktır. Sol bekte her geçen gün üstüne koyan İsmail’in de defansif açıdan zorlanacağı aşikar ancak bu kadar belirgin bir üstünlük kuramayacaklardır. Kanatların önemli olmasının sebebi kesinlikle Crouch. Kanatların defansif anlamda çalışmaması demek kesilen her topun gol tehlikesi anlamına gelmesi demektir. Aman dikkat.

Defanslarında Showcross’un üst düzey takımları gitmesi çok yakındır.Gerçekten modern futbola uygun ideal bir stoper. Woodgate Pulis tarafından AVL kadrosuna alınmadı.Gerekçesi ise sıkça sakatlanan bir futbolcu olması. Bu bir avantaj. Almeida’nın yokluğu ise bu maç adına forvette bir fiyasko yaşatabilir. Umarım Edu gününde olur.

Defanslarında bekler vasat oyuncular. Burada Beşiktaş tam anlamı ile Quaresma ve Simao ile üstünlük kurabilir. Eğer bekler kendi performanslarının üzerine çıkacak olmazlarsa Beşiktaş’ın buradan gol veya goller bulması iş bile olmaz. Tabi yine en önemli engel Quaresma ve Simao’nun bu sezonki performanslarının soru işareti olması. Bakalım sahaya nasıl çıkacaklar. Günlerinde olmalarını dileriz.

Kaleye gelecek olursak maçın gidişatına etkisi pek az olan bir kaleci göreceğiz. Büyük ihtimal Begovic çıkacak. Kupa maçlarında Sorensen’i oynattığı da bir gerçek ama Pulis Beşiktaş maçına önem veriyor. İki kaleci arasında çok büyük bir farklılık var mı derseniz yok derim. Bizim için fark edecek bir tercih burada yok.
Kullanılacak her tacın korner etkisi yaratacağı düşünülürse Crouch burada çok etkin olacaktır. Ciddi anlamda beni korkutuyor. Tek tesellim bu sene Beşiktaş’ın “kafasının güzel olması”. Hava toplarında etkinlik kurulmuş durumda. Sidnei-Egemen ikilisi oynayacaktır. Sidnei’in Crouch’a mümkün mertebede izin vermeyeceği konusunda sanırım hem fikiriz. Eminim aklınıza Delap’ın taçlarını abarttığım gelmiştir. Gerçekten abartmıyorum.  Hatta öyle ki çözüm bulamayan Birmingham City takımı maçtan önce reklam panolarını sahaya yaklatırmış ve Delap’ın hızlanmasını engellemeye çalışmıştır. Birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar diken üstünde izleyeceğiz taçları.

Bu zorlu maç Beşiktaş için ciddi bir sınav. Hedeflerim büyük diyen bir takımın bu maçı kazanmak için sahaya çıkması gerekmekte. Eğer bu maç kazanılırsa gruptan çıkmak için hatta birincilik için büyük bir avantaj sağlayacağını düşünmekteyim. Eğer beraberlik kazanılırsa kesinlikle kötü sonuç değil. İngiltere’den 1 puan çıkarmak da fena sayılmamalı.

Perşembe günü için Kartal’a başarılar…

NOT: Beşiktaş’ın kaybedeceğini düşünüyorum ve umarım yanılırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...