Metin Oktay… Nam-ı diğer Taçsız Kral. Onu ne bu kelimelere hapsedebiliriz ne de paragrafların içinde ona anlam verebiliriz. Onun değeri anlatılmakla bitmez. Zira O Türk futboluna gollerinden daha çok şey katmıştır. Türk futbolunun gelişmesi adına katkıları çok fazla olup her şeyiyle efsane haline gelmiştir. Beşiktaşlılık kimliğimi istesem de bir kenara koyamam ancak bu Galatasaraylıya saygı göstermek benim Beşiktaşlılık geleneğimden gelir. Biz ki HAK(kı)LILARI savunmuş, tutmuş bir kültürüz… Elimden geldiğince, dilim döndüğünce Taçsız Kral’ı anlatmaya çalışacağım. Hatam olur ise affola.
Kralımız 1936 yılında göçmen bir ailenin çocuğu olarak İzmir’de dünyaya gelmiştir. 15 yaşında Damlacıkspor’da futbolculuğa başlar. Buradan çok sevdiği Adnan Süvari’nin takımı olan Yün Mensucat’a transfer olur. Dikkatleri çektiği ilk yer burasıdır. 1954 yılında Adaletspor, Beşiktaş ve Galatasaray ile yaptığı transfer görüşmelerinde anlaşma sağlayamaz ve İzmirspor’a imza atar. 17 gol atarak İzmir Mahalli Ligi’ni şampiyon tamamladılar. Bundan 1 yıl sonra ise Galatasaray’a 5 yıllık bir imza atar. Şu an çok komik geliyor ama karşılığında Chevrolet marka otomobil alır. Beyoğluspor karşılaşması ile ilk sınavına çıkar. Daha o sezon 19 gol ile gol kralı olur ve şampiyonlukta en büyük payı alır. Milli takım kariyeri de artık gelişmeye başlar. Lefter ile aynı takımda oynarlar. O dönem milli takımı sırtlayan isimler ikisidir. 1959’da o ünlü ağları yırtan golünü Türkiye Kupası Finali’nde Fenerbahçe kalesine bırakır. 59 transfer sezonunda dönemin rekoru olan bir teklif ile İzmirspor Oktay’a teklif götürür. Oktay ise reddeder ve kulübünde kalır. Bunun sonucunda eşinden de ayrılır. 61 transfer sezonunda da yine rekor bir ücret ile İtalya’nın Palermo takımına transfer olur ve ertesi sezon geri döner. 23 Ağustos 1969 tarihinde İnönü Stadı’nda Fenerbahçe ile oynanan jübile maçı ile profesyonel futbol yaşantısına son noktayı koyar.
Kariyeri sonunda 217 golü hanesine yazdırıp daha sonra Hakan Şükür tarafından kırılacak bir rekora imza atar. Toplamda 12 kez gol kralı olur. Bunların içinde Avrupa gol krallığı da vardır. Galatasaray ile 2 Türkiye Ligi, 4 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı kupası ve 2 kez İstanbul Ligi şampiyonluğu kazanmıştır. Bir de İzmir Ligi şampiyonluğunu da belirtmiştik.
Attığı gollerin yanı sıra beyefendi kişilik ve kimliği her zaman ön planda olmuştur. Yaptığı her hareketi ile sempati toplamıştır. Bu yüzden neredeyse bir halk kahramanına dönüşür. Öyle ki Galatasaray sırf onun sayesinde bir çok taraftar kazanmıştır. Hatta o kadar sevilmiştir ki lakabını taşıyan “Taçsız Kral” adlı bir film yapılıp; Yıldırım Gürses tarafından ona ithafen bir de şarkı bestelenmiştir.
Yukarıda ağları delen golden bahsetmiştir. Anlatılan odur ki Metin Oktay hayatında yaşamadığı ve yapmadığı şeyleri o maç içerisinde gerçekleştirir. Artık efsane halini almış olsa da hikaye şöyle gelişir: Dönemin Fenerbahçeli futbolcularından Naci Kral’a tekme atar. Kral da nefsine hakim olamayıp Naci’ye bir yumruk sallar. Bunun üzerine sadece Oktay’ın hareketini gören hakem ona kırmızı kartını gösterir. Metin Oktay çok sinirli ve üzgün bir şekilde sahadan çıkarken Fenerbahçe tribünlerinden ona bir küfür gelir. Bunun üzerine kendisi de tribünlere küfür eder. Küfür ettikten sonra pişman olan Oktay gerçek anlamda ağlayarak tribünlerin önünde eğilir. Yardımcı hakem de orta hakemin hatasını düzeltip Oktay’ın tekrar oyuna girmesini sağlar. Kralımız oyuna döndüğü zaman da bir pozisyonda öyle bir hırsla topa vurur ki ağları delen gol için hakemler aut kararı verirler… Kral’ın tribünlere küfür etmesi pek inandırıcı gelmese de bu şekilde bir inanış vardır.
Galatasaray sevgisine gelelim bir de… Dönemin zenginlerinden Fenerbahçeli iş adamı Müslim Bağcılar tarafından “Ücreti sen belirle!” diye bir sözleşme sunulur. Kral’ın verdiği söz ise yüreğimizdeki tellerden birine dokunan cinstedir: “Bizi sevenleri üzmeyelim baba…”
Maalesef Metin Oktay’ı izleme şansına erişmiş bir futbol dilencisi değilim. Yaşım buna müsait değil. Ancak “futbol” kavramı o kadar kapsayıcı bir kavram ki Simon Kuper’in dediği gibi “Futbol asla sadece futbol değildir.” Metin Oktay da bize futbolun sadece futbol olmadığını gösteren bir ADAM. Ben ve benim gibi gençler onun kişiliğinden ve takım sevdasından çok şey öğrenebilir, öğrenmelidir de. Bazı şeyler yaşanmadan hissedilir ya Metin Oktay’ı da hissedenlerden olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Taçsız Kral’ı unutma,unutturma!
“Hepiniz Metin gibi oynayın,
Yenilmekten sakın korkmayın.
Ruhunuzu koyun bugün ortaya,
Aslan gibi çıkın sahaya!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder