26 Haziran 2012 Salı

İber Derbisi


Portekiz-İspanya… İber yarımadasının iki ülkesi. Bu yüzden Euro 2012 yarı finaline aynı zamanda İber Derbisi de diyebiliriz. Özellikle son iki yıldır Avrupa’nın bir ve iki numaralı kupalarına damga vuran kulüplerin ülke milli takımı. Başarının tesadüfi olmadığını kanıtlar cinsten vesselam.

İki takım da önemli rakipleri geride bırakıp geldi. Turnuva boyunca Portekiz Ronaldo ile İspanya ise “sıkıcı” futbolu neticesinde dillerden düşmüyordu. Ronaldo’nun muazzam performansı gerçekten göze batan cinsten fakat İspanya’nın futbolunu eleştirmeye gelince işler değişiyor. Özellikle “DevriminGetirdikleri” adlı yazımda İspanya’nın genel sıkıntılarını dile getirmiştim. Tekrar tekrar temcit pilavı gibi önünüze getirmeye gerek yok fakat bunlara birkaç şey eklemeden de geçersek olmaz.

Durağanlık ve yavaşlıktan bahsetmiştik. Yaptığı işe son derece saygı duyduğum Allas sayesinde biraz da farkına vardığım bir durum var İspanya hakkında. O da tam olarak 4-3-3 değil de 4-2-3-1’e evrilen bir oyun sistemini benimsemeleri. Allas buna iki pivotlu oyun sistemi diyor ki iki pivottan kastı Busquets-Alonso ikilisi ve bulundukları mevkii. Bu ikili daimi bir şekilde Xavi’nin gerisinde kalarak emniyet sübabı görevini görüyor. Oyunu sıkıştıran durumlardan biri de işte bu oluyor. Rakip takımın genel itibari ile tek forvet ya da az hücumcu ile İspanya’ya karşı oynadıklarını düşünecek olursak bu ikilinin fazla “korumacı” bir ikili olduğunu fark ediyoruz. Aynı zamanda bunun yanında Xavi’nin pas oyununu ve pozisyonunu etkilemeleri neticesinde hücumdaki sıkıntıyı yaratıyorlar.

Portekiz ise Postiga’yı kaybederek ileride daha statik bir kimliğe bürünüyor. Buna karşın Alba-Arbeloa (özellikle Arbeloa) ikilisinin karşısında Ronaldo-Nani gibi son derece efektif bir ikiliye sahip olmaları durumu tölere edebilecek cinsten. Aynı şekilde beklerin temposu ile kanat organizasyonlarının ekmeğini yiyeceklerini düşünüyorum. Burada da kilit nokta Ronaldo’nun Almanya mücadelesinde olduğu gibi taktik plana uyulması açısından sol kanada kilitli bir şekilde kalıp kalmayacağı. Diğer maçlarda daha serbest bir Ronaldo’nun neler yaptığını hep birlikte gördük. 

İspanya’nın yine favori çıkacağı karşılaşmada son yılların en dişli rakibi ile karşılaşağı kesin. Geçtiğimiz turnuvalardaki Almanya’yı yabana atmıyorum fakat kendi performanslarından ötürü Portekiz’e böyle bir anlam yüklüyorum. Eğer Portekiz orta üçlüsünü oluşturan oyuncular kendi oyunlarının üstüne çıkacak olursa Portekiz galibiyeti kaçınılmaz olacaktır. Buna karşın bir de İspanya’nın ağır toplarının bir tık daha kademe atlama durumu var ki bu durum İspanya’nın favoriliğini perçinler. Tahminim belirttiğim gibi İspanya’nın kazanması. Normalde hiç skor tahmini yapmayı sevmem (yapsam da tutmaz zaten) fakat bu maç için içimden özellikle 2-1’lik bir İspanya galibiyeti geçiyor. Belki de ağır İspanya sempatimden dolayı bunu düşünüyorumdur, bilemedim.

NOT: Allas’ın anlatısını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Daha detaylı bilgiye sahip olmak isteyen olursa şuradan ulaşabilir.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...