İki takım adına da farklı anlamlar ifade etse de çok önemli bir mücadeleydi. Özellikle Portekiz için tam anlamıyla ölüm kalım meselesi haline geliyordu. Danimarka ise son yıllarda üstün olduğu Portekiz'i yenerek ölüm grubunu rahatça tamamlama hedefindeydi.
İki takım da ilk maçlarına oranla daha ofansif bir felsefeyi sahaya yansıtma çabasındaydı. Yine özellikle Portekiz daha aktif bir hücum planı yapmıştı. Ronaldo'nun sol çizginin prangasından kurtulması, orta saha oyuncularının sürekli hareketli olması ve Nani'nin ekstra oyunu bunların sahaya akis etmesinin temel sebepleriydi. Danimarka ise Hollanda mücadelesine oranla daha cesaretli ve daha agresif -özellikle Ronaldo'ya- bir oyun oynuyordu. Maalesef Zimling'in daha maçın başlarında sakatlanması ve yerine Poulsen'in girmesi ile Danimarka orta sahası düşüş gösterdi. Eriksen'in de ekstra bir şeyler verememesi oyunun hakimiyetini iyice Portekiz'e geçmesine neden oldu. Gerçi iki takım da çok ahım şahım pozisyonlar bulamasa da belirli bir tempoda giden bir mücadele vardı. Akan oyunda bulunamayan pozisyonlar turnuvanın genelinde olduğu gibi duran toplardan geliyordu ki Pepe'nin ön direkten güzelce yükselişi ile gol perdesi açıldı. Ardından, fazla zaman geçmeden Nani'nin ortasında Postiga'nın ön direğe mükemmel koşusu ile durumu 2-0'a taşıyan gol geliyordu. Danimarka skora rağmen oyundan kopmadı ve bir direnç gösterdi ki bu çok önemli. İkinci golden yaklaşık beş dakika sonra Poulsen'in savunma hattı arkasına attığı mükemmel top ile Krohn Dehli'nin yine bir o kadar mükemmel bir şekilde içeriye indirdiği topta Bendtner ile golü buldular.
2-1'lik skor ile biten ilk yarının ardından ikinci yarıya Danimarka geride boşluklar vererek başladı. Kırk dokuzuncu dakikada bomboş pozisyonda Andersen'i geçemeyen Ronaldo şok etkisi yaratıyordu. Danimarka dakika geçtikçe daha da baskı kuruyor fakat geride bir o kadar da pozisyon vermeye devam ediyordu. Yine Ronaldo ile bulunan yetmiş yedinci dakikadaki pozisyon maça damga vuran pozisyon olacaktı. Karşı karşıya ve yine Andersen'e alınan nişan... İki dakika sonra ilk gol kadar mükemmel bir organizasyon ile Poulsen'in ortasında Bendtner kendisinin ve takımının ikinci golünü bulup oyunu dengeye getiriyordu. Golün ardından gelen Raul Meireles-Varela değişikliği ise kırılma anlarının en büyüğü oluyordu. Danimarka'nın geriye çekilişi ve Varela'nın etkin oyunu ile birlikte Portekiz rakip kaleye muazzam biçimde yığılmaya başlıyordu. Nitekim bu ataklar Varela'nın golü ile son buldu ve üç puanı hanelerine yazdırdılar.
Özel parantezi Nani'ye açıyoruz. Bugün gerçekten muazzam oynadı. Ayrıca Varela'nın golü sadece Portekiz'i değil Ronaldo'yu da ipten alıyordu. Puan durumları iki takım arasında eşitlendi. Eğer 21.45'teki maçta sürpriz olur da -bana göre- Hollanda kazanırsa son maçlar grubunun namına yakışır nitelikte olur: Ölüm Maçları...
NOT:Dün yayınladığımız Yedek Kulübesi #5 podcastimizdeki ses aksamından kaynaklanan sıkıntılardan ötürü özür dilerim.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder