10 Haziran 2012 Pazar

Winner Ruhu


İlk maç sonunda “Turnuva şimdi başlıyor.” dedik, evet.  İsimlere baktığımızda da Almanya-Portekiz mücadelesi için olan beklenti haliyle yükseliyordu. Aslında gariptir stadyum atmosferinden ötürü bir kırıklık oluştu bende. Nedense taraftarlar ülkelerinin ilk maçı olmasına karşın coşkudan çok uzaktı. Vardır elbet bir sebebi. Neyse, işimize dönelim biz.

Neuer- Boateng, Hummels, Badstuber, Lahm- Khedira-Schweinsteiger, Müller,Özil, Podolski- Gomez vs Rui Patricio- Pereira, Pepe, Alves, Coentrao- Moutinho, Veloso, Meireles- Nani, Ronaldo, Postiga .

Portekiz’in kadrosunda en ufak bir sürpriz yok.  Her şey olurunda. Almanya’ya geldiğimizde ise irdelenmesi gereken Hummels’in oynaması. Sabahki yazıda Hummels-Badstuber ikilisini görmek istediğimi söylemiştim ki Löw’e bir teşekkür borçluyum. Bana kalırsa mükemmel seçim ki bu ikili önümüzdeki yıllarda kesinlikle birbirleriyle anılacaklardır. Saha içinde de Hummels tercihinin ne kadar doğru olduğunu ekip çalışması ile gösterdiler. Bir de forvet konusu var ki kimse uzlaşamıyor. Kümülatif oyunda tek seçenek bana kalırsa Klose. Hülasa bu takımın ilk santraforu her koşulda Klose’dir. 

Oyun başladığı dakika egemenlik Almanlar’ın eline geçiyordu. Temposuz geçilen dakikalarda Almanlar ayağında tuttukları topu iyi dolaştırıp, oyunu güzelce genişletiyorlardı. Portekiz ise sahaya güzelce yayılıp dağılımı mükemmel bir şekilde gerçekleştiriyordu. Aynı zamanda Almanlar’ın kendi birinci bölgelerine girişi ile yüksek konsantrasyonda yaptıkları alan savunması devreye giriyordu. İşte bu noktada Klose’nin yokluğu aranıyordu. Pas dolaşımı iyi bir şekilde o bölgede yapılamıyordu. Bulunan birkaç pozisyon da Podolski’nin cömertçe harcamaları ile boşa gidiyordu. Top Portekiz’ geçtiğinde ise sol kanattan gelme çabaları baş gösteriyordu ki buradaki yanlış da Ronaldo’nun çizgiye hapsedilmesi. İçeri girip şutunu ya da pasını atana kadar Alman savunması geriye hızlıca dönüyor ve alanı mükemmel bir biçimde daraltıyordu. Az adamlar çıkmaları da Almanya’nın kontra-atak bulmasına imkan vermeyip oyunu daha da kilitliyordu.  Maçın ilk yarısı, çok klasik bir kalıp olacak ama ciddi anlamda bir taktik savaşı olarak geçiyordu . En önemli pozisyon da hiç şüphesiz Pepe’nin karambolde attığı mükemmel şutun üst direkte patlamasıydı.

İkinci yarı Almanlar tempoyu yükselterek başladı. Bu da onlara yol, su, elektrik olarak döndü. Boksör edası ile Portekiz defansına vurmaya devam ediyorlardı. İşin ilginci daha da artmasını beklenen ataklar Portekiz’in azmi sayesinde yine dengeye geldi. Hatta  Moutinho güzel paslar ile ileri bölgeyi desteklemeye başlıyordu. Yetmişinci dakikada Postiga’nın yerini Oliveira’ya bırakması da Bento’nun kazara gelecek birkaç pozisyonun da harcamayı istememesinin vuku bulduğu değişiklik olarak lügata girer fakat daha bir dakika geçmeden Gomez, Khedira’nın çok güzel ortasında topu güzel zamanlama ile sıçrayarak ağlara gönderiyordu. İşte Almanlar’ın beklediği gol.  Hemen ardından Varela’nın girişi ile sazı biraz eline alan Portekiz birkaç atak bulup, cömertçe harcıyordu. Burada Neuer-Hummels-Badstuber üçlüsünün de hakkını yememek gerekiyor. İlerleyen dakikalarda başka gol gelmeyince Almanya Hollanda’nın kaybettiği günde güzel bir galibiyet almayı başarıyordu.

Portekiz en azından bir puan almayı hak ederken Almanya son yılların en kötü futbolunu oynayarak kazanıyordu. Winner ruhu bu olsa gerek. Turnuvaların açılışları önemlidir. Tıpkı Hollanda’nın yenilgisi ile kötü gidecek olan turnuva hikayesi Almanya’da iyiye gidecektir. Bu grup çok garip işlere gebe. Danimarka sürprizi geliyorum diyor sanki. Haydi hayırlısı.

Ufuk Tolga Aldırmaz



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...