Fenerbahçe ile tarihi maçlar kuşağına devam ediyoruz. Neresinden tutmaya çalışılsa çalışılsın koskocaman bir başarı var ortada. Bunun devamı için de bu gece sahaya çıktı sarı-lacivertliler. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; Aykut Kocaman ve ekibi rakibi "yine" muhteşem biçimde analiz etmiş.
Nicolas Gaitan ve Rodrigo Lima'nın kenarda oturduğu bir düzen ile sahada yer alan Benfica aslında Fenerbahçe'den çekinmiş dersek yanılmış olmayacağız. Bu çekincenin yanına bir de Jorge Jesus'un maç sonu açıklamalarında belirttiği gibi iki futbolcunun da ufak problemlerinin oluşu aslında takım adına büyük engel teşkil edecekti.
Fenerbahçe'nin maçın ilk saniyesinden itibaren üst düzey konsantrasyonda kompakt bir bekleyiş sergilemesi son derece önemliydi. Öyle ki Benfica, en iyi ihtimalle blokları arası beş metreden fazla olmayan bir ikili hatta tutulacaktı. Bu savunma düzeninin dışın sadece bir tek kontra atak ile çıktı Fenerbahçe. Benfica'nın hücum organizasyonunda hedef adam olarak kullandığı Oscar Cardozo'nun ağır kalması yahut Perreira-Salvio ikilisinin oyunları(istenilen elde edilemedi) ile bir şeyler tutturmaya çalışılması hattın delinememesine de öncü oluyordu. Buna karşın Fenerbahçe de Aykut Kocaman'ın kişisel özelliklerinden biri olan "sabrı" bu yönde kullandı. Sabırla yapılan bu savunmada zaman zaman aksayabilen tek yer ise sol taraftı. Salvio'nun savruk oyunu ile birkaç kez koridor haline gelen bölge sol stoper Egemen'in üstün oyunu ile tölere edildi. Buna karşın rakibin de sol tarafı bir o kadar rahatsız edildi. Fenerbahçe'ye göre daha zayıf olan bu sol kanat Fenerbahçe adına maden oldu. Lorenzo Malgarejo'nun kanadı bizim Beşiktaş'ın sol bekliği omuzlarına yüklenen Uğur Boral'dan hallice bir savunma ile kotarılmaya çalışıldı. İşlenen bu bölgeden gelen yüksek topların hemen hepsi tehlike yarattı.
Dengede giden oyunda farkı yaratan Fenerbahçe'nin geçiş oyunlarındaki mobilitesi idi. Hem oyuncular hem de top ile iyi bir biçimde hareket yaratılıyordu. Benfica'nın savunma hattı ile orta bölgesinde yaşanan aksamaların da kullanılması ile bu fark daha da etkin hale gelecekti. Böylece en büyük avantaj ise topu ayakta tutup rakibe oynama izni verilmemesi olacaktı. Fenerbahçe'nin klasikleşen sağlamcı oyununda en büyük handikap topu rakibe vermesi ile her defasında oluştu, gördük. Aykut Kocaman bundan ders almış olmalı ki golden sonra dahi meşhur Selçuk Şahin hamlesini hemen icra etmedi.
Velhasıl kelam, Aykut Kocaman da Fenerbahçe de devinim halinde. Oynadıkça gelişiyorlar. İtiraf etmeliyim ki bu anlayış ve birkaç ufak nüans ile özellikle Şükrü Saraçoğlu'nda korkunç bir "Avrupa takımı" haline geleceklerdir. Maç öncesi Kocaman'ın dile getirdiği o 51-49'luk Benfica'nın favoriliği ise Işık Stadı'na gidilirken eşitlenecekti. Şahsi fikrim sokaklara dökülmek için daha erken olduğu yönünde. Doksan dakika kaldı. Kolay gelsin Fenerbahçe!
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder