8 Nisan 2013 Pazartesi

Gözlemcinin Not Defteri: #5 Grzegorz Krychowiak


Grzegorz Krychowiak, Polonya'nın Gryfice kentinde 29 Ocak 1990'da doğdu. Kaynaklar küçük yaşta Krychowiak'ın pek de spora meraklı bir çocuk olmadığını söylüyor. Buna karşın ağabeyinin de yol göstericiliği ile kendini futbola kanalize ediyor. 2006 yılında yapılan bir turnuvada karşı karşıya gelen Fransa ve Polonya U-16 takımında boy gösteren Krychowiak Bordeaux'nun gözlemcileri tarafından keşfediliyor ve alt yapıya kazandırılıyor. Henri Saivet ve Gabriel Obertanlı dönemin başatlarından biridir kendisi. O döneme Bordeaux'nun özel bir yatırımı ve ilgisi olduğunu es geçmemeliyiz. Birkaç yıl sonra U-19 ve yedek takımlarında boy göstermeye başlayan Krychowiak'ın pişmesi için kiralık gönderilmesi gündeme gelir. Neticesinde de zamanın Ligue 2 takımlarından olan Reims'ın yolunu tutar genç adam. Bir buçuk sezonda  54 maçta forma giyer. Bayağı bayağı ilk on birin bir parçası olmuştur genç yaşında. Burada yılın futbolcusu dahi seçilecek bir konuma gelmiştir. Kiralık sözleşmesi bittiğinde  Bordeaux'ya geri döner ve iki maçta forma şansı bulur fakat kadroda tutunamayacağı düşünülür. Bu kez Nantes'a kiralınır. Burada da 21 kez forma giyer. İçinde bulunduğumuz sezonun başında da bir milyon Euro bonservis bedeli ile tekrar Reims'ın yolunu tutacaktır. Reims onun için risk aldı. Aslına bakarsanız çok da güçlü olmayan bir kadroya sahip olan Reims, ona yatırım yapmış oldu.

Uluslararası seviyeye bakacak olursak net biçimde alt yaş kategorilerinde kaç maç oynadığını çıkaramıyorum. İnternette bu konuda yeterli bir veri tabanı bulamadım lakin onlarca kez Polonya'nın alt yaş kategorilerinde milli olduğuna emin olabiliriz. Özellikle Bordeaux'ya transferinden ötürü bunun çıkarımını yapmamız yanlış olmaz. Günümüzde de A milli takımına seçilen Krychowiak ilk kez 2008'de seçilmiş ve sekiz kez formayı sırtına geçirmiş.

Özellikler

Krychowiak defansif bir orta saha. Orta sahanın merkezi ve hatta stoper bile oynayabilen versatil bir tarafı olduğunu da belirtelim.

Yine sonda yazacağımı başta yazayım: Bu adamın olgunluğu ve mental seviyesi çok farklı bir noktada. Bu durum soğukkanlılığı ile de birleşince kuzeyli oyuncuların genelinde olduğunu varsaydığımız seviyenin bile iki tık üzerine çıkabiliyor. Bunun yanında ona birçok şey bahşeden Reims'ı sahiplenmiş ve bu da ona ekstra bir hırs katmış. Disiplinli de. Hem oyun disiplini hem de saha dışı disiplini içine alan bir "disiplindi" bu yazdığım. Aynı zamanda cesur da. Saha içinde sorumluluk olmaktan kaçtığını kelimenin tam anlamıyla hiç görmedim. İki cümle önce yazdığım sahiplenmenin önemini bir kez daha vurgulayalım.

Saha içinde mental artılarının yanında en büyük özelliği iyi bir top kapma alışkanlığının olması. Evet bu onun için bir alışkanlık haline gelmiş. Birkaç yıl içinde ustalık haline getirmesi iş bile değil bu özelliğini. Bunun yanında eküri olarak bir de zamanlamasının iyiliğini eklemeliyiz. Bunun yanında topla ilişkisi iyi seviyede. pas yeteneği diğer özelliklerinin yanında biraz daha alt seviyede kalıyor buna karşın gelişimi açık. Daha somuta indirgemek için istatistik bilimine başvuralım ve kıyas yapalım. Krychowiak'ın ortalama pas sayısı 45 ve başarı yüzdesi 78.5. Marsilyalı Joey Barton'ınkiler ise sırası ile 46.9 ve 80.5. Krychowiak'ın yanında daha etkisiz isimler olduğunu ve çoğu zaman kendisine ayak uyduramadıklarını da belirteyim. Bunun yanı sıra onu izlediğinizde dikkatinizi çeken olgu uzun paslara sık sık başvuruyor olması. Oyun içi sezgisinin yüksek olması ve arkadaşlarının koşuları nerelere yapacağını net biçimde kestiriyor olması hanesine yazılacak bir diğer artı oluyor. Takımda topla en sık buluşan isimlerin başında gelen Krychowiak'a faul yapılma ortalaması 2.4. Barton'a ise -tahrik etmek için de fazlasıyla faule maruz kaldığını belirteyim- 1.3. Bunların yanında oyunun yönünü değiştirmeyi, tekte top yollamayı, kendisine baskı yapıldığında eveleyip gevelememeyi ve oyun içinde pas opsiyonu olmayı muhteşem değil ama iyi biçimde beceriyor. Muhteşem biçimde becerse bu noktadan çok üst seviyede olacağı da zaten aşikar.

Mevkiisi için daha da önemli olan defansif atraksiyonları betimlemek için ilk olarak ikili mücadelelerden kaçınmadığını dillendirerek başlayabiliriz. Güçlü fiziği var. Dayanıklılığı da keza üst seviyede. Ekrandan biraz zayıf mı diye tereddüte düşebilirsiniz fakat hakikaten şaşırtabilecek ikili mücadelelerden üstün çıkabiliyor. Maç başına üç top çalma, 2.8 pas arası, 1.8 faul ile oynarken bu sayılar Barton'da 2.9, 1.8 ve 1.9 şeklinde sıralanıyor. Taktiksel açıdan yer tutmayı ve  özellikle markaj yapmayı hakikaten beceriyor dedirtmektedir kendisi. Hava toplarında da vasatın üstü bir seviyede. Ekstra olarak çok hızlı olmasa da seri hareket edebilen bir oyuncu olduğunu belirteyim.

Eksilerine baktığımızda şut seçeneğini az kullandığını görüyoruz. Tam anlamıyla modern bir merkez orta saha haline gelebilmesi için şutlarının yanında "ince" paslarını da geliştirmeli. Yapılan bir röportajda kendisi de belirtmiş, idolü Steven Gerrard imiş. Biraz daha onu örnek alıp şunları da denerse ve üstüne koyarsa çok daha iyi bir noktaya gelecek. Her şeyden yapıyor lakin her şeyi müthiş yapmıyor. Gelişime son derece açık.

İleride Nereye Gider? 

Top Class seviyede bir oyuncu olamayacaktır. Buna karşın Avrupa'nın üst düzey liglerinde uzun yıllar forma giyebilecek seviyede. En kötü ihtimalle Almanya'nın orta sıra ekiplerinde çakılır kalır. En kötünün altını çizdim varsayın. Ligimizi rahatlıkla kaldırabilecek bir seviyede. Henüz Ligue 1'de ilk sezonunu geçirdiğini de unutmayalım, hem de buna rağmen. Çok iyi bir altı numara olabilir.

Fiyat Aralığı Ne Olur? 

Maliyeti iki milyon Euro'dan iki kuruş fazla olmaz. Hele ki Reims'ın küme düşeceğini de düşünecek olursak...

Ufuk Tolga Aldırmaz

ÖNEMLİ NOT: Bu ve daha fazlası için; www.besiktasscout.com 'a tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...