4 Ağustos 2013 Pazar

Gözlemcinin Not Defteri: #17 Timothee Kolodziejczak



Timothee Kolodziejczak(kendisine Kolo diye hitap edilmesini istiyor, işime de geldi yalan yok.) 1 Ekim 1991 tarihinde Fransa'nın Avion şehrinde Polonyalı bir baba ve Martinikli bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi. Henüz yedi yaşındayken US Saint-Maurice Loss kulübünde futbol hayatına ilk adımı attı. Burada bir yıl geçirdikten sonra şehrinin takımı CS Avion'a geçiş yapar. Basamakları hızlıca atlayan Kolo Fransa'nın önemli alt yapılarından biri haline gelen RC Lens'ın yolunu tutar. Buradayken Fransızlar'ın meşhur Clairefontaine'ı ile benzer özellikler taşıyan ulusal akademilerinden biri olan Lievin Centre de Formation Academy'de eğitim alacaktır. Eğitimine önem verilen kulübün akademisinde geçirilen hafta içi günlerinden arta kalan vakitlerde Lens tarafından antrenmana dahil edilir. Burada çeşitli Avrupa devleri tarafından(başta Manchester United) izlenir. Sonunda Olympique Lyon'a kiralık olarak imzayı atar. Opsiyon bedeli ise üç milyon Euro olarak belirlenmiştir.

2008 yılında Paris Saint-Germain karşısındaki maçın kadrosuna dahil edilir. 11. dakikada Anthony Reveillere'nin sakatlanışı ile oyuna dahil olur. İkinci yarıda bir penaltıya sebebiyet verir ve Lyon maçı 1-0 kaybeder. Henüz 16 yaşında yağız bir delikanlıdan bahsettiğimizi unutmayalım. Sezon sonunda bonservisi alınacaktır. 2012-2013 sezonunun başında ise Lyon'dan eski hocası Claude Puel'in takımı Nice'e imzayı atar. Transferindeki ana sebep daimi olarak forma şansı bulabilmektir.

Kulüp kariyerinde toplamda 57 maçta forma giyen Kolo bir gol altı asistlik performans sergiledi. Bunun 37'si ise geçtiğimiz sezondaydı. Fransa Milli Takımı'nın alt yaş kategorilerinde ise toplamda 48 maç oynama başarısı göstermiştir. Geçtiğimiz aylarda Polonya Milli Takımı'nı seçebileceği de Polonya basınına yansımıştı, es geçmeyelim. Kafasında sürekli olarak oynamak olan bir isim söz konusu.

Özellikler

Sol bek mevkiisinde yer edinen 1.85'lik gencimiz ilk etapta eskilerinde tabir ettiği "çakı gibi" fiziğe sahip oluşu ile dikkat çekiyor. Bu fiziğini güç ile de birleştirmiş olması son derece önemli. Kendisi için "ayağı yere basmak" kalıbı son derece işlevsel olmakta. Bu fiziğe rağmen hız yönünden bir kaybı yok. Aksine özellikle topsuz koşulardaki sürati göz dolduruyor. Hem bindirmeleri hem de toplu çıkışları yerinde, futbol zekasının gelişmiş olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle topsuz koşuları seyredilmeye değer. Fuleli adımları olması tribündeki taraftarın da koşarken gaza gelmesine sebep oluyor dersem yeridir. Oyunun hücum yönünü iyi oynayan Kolo'nun bu noktadaki en büyük eksikliği zannımca sıfıra gerektiği kadar inmemesi. Dolayısı ile kendi yeteneklerini de bazen "harcamasına" sebep olabiliyor. İsabetli ortaları dikkat çekiyor. Genelde bu ortalar ceza sahası başlangıç çizgisi civarından geliyor. Hücumsal varyasyonlarda sürekli olarak doğru tercihlerde bulunması da bir diğer artısı olarak göze çarpıyor.

Bir bekin asli görevinin savunma olduğunu da unutmayacak olursak eğer hücum melekelerine denk savunma melekelerinin de olduğunu görürüz. Özellikle ters kademelerdeki başarısı Gökhan Süzen'e tahammül eden şu gözlerde über bir etki yaratıyor dersem kesinlikle abartı olmayacaktır. Uzun boyunun avantajını da bu noktada iyi kullanıyor. 3.1 top kapma ortalaması lig düzeyinde gayet iyi bir seviye olarak göze çarpıyor. Bu nokta savunma anlamında en önemli melekesidir.. Pas arası ortalaması ise 1.9 ki bu da gayet makul bir ortalama. Ligin en iyi sol bekleri ile kıyasladığımızda dahi kalburüstü kalan bu oranları onun aslında ne denli dengeli bir bek olduğunu gözler önüne seriyor.

Yukarıda saydığım eksikliğinin yanı sıra maç içi devamlılığını sağlaması ve pas oranını yükseltmesi gerekmekte. Maç başına verdiği ortalama 40 pasta yüzde 75'lik oranı yakalaması aslında iyi, fakat daha iyi olabilecek potansiyele sahip. Geçtiğimiz sezon sağladığı altı asistlik katkıyı daha da arttırabilir. Boyunun avantajını yan toplarda da kullanırsa kendisini çok daha etkili bir silah haline dönüştürecektir.

İleride Nereye Gider?

Devamlılık gösterdiği ilk sezonundaki bu çıkış, aslında ondan beklenenin üstündeydi bazı kesimler için. Üzerindeki Claude Puel etkisi yadsınamaz. Mentalitesini bozmadığı takdirde ligin en iyi beklerinden biri olması iş değil. Önümüzdeki sezon sıçrayışı yapacaktır. Bu sıçrayış büyük ihtimalle Monaco'ya olursa şaşırmamalıyız.

Fiyat Aralığı Ne Olur?

Nice'e geçişindeki bonservis bedeli açıklanmadı. Açıklandı ise de ben hiçbir kaynakta bulamadım. Kuvvetle muhtemel 2-4 Milyon Euro arasında bir bonservis bedeli olacaktır. Soru şu: Bu maliyete değer mi? Fazlasıyla.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...