9 Ağustos 2013 Cuma

Fark Gittikçe Açılırken - 2

Geriye doğru sayarken 10. sıraya geldik. Diğer 10 nerede diye soranlar ilk part için tık. 

10. OGC Nice 

Claude Puel yönetimindeki Cote d'Azur temsilcisi geçen yıl başlayan "fairytale"i devam ettirebilecek mi sorusu çoğu Fransız romantiğin kafasındaki başlıca sorulardan birisidir sanırım. Tecrübesiz kadro, Avrupa'da tutunmakta zorlanan ve buna karşın harika bir performans gösteren Dario Cvitanich... Fransa'nın haşarı oğlanlarından Renato Civelli ve orta sahadaki lider Didier Digard... Çıkarılan müthiş iş, yanında Renato Civelli'nin ayrılığını da beraberinde getirince buruk bir sevinç yaşattı. Yerini transferle değil, kadro içinden bir isimle doldurmayı tercih eden Puel'in en önemli sınavı Cvitanich'i kadroda tutmak olacaktı ki başardı. Onun ve Digard'ın önderliğinde ilerleyecek takım kalede David Ospina ile özellikle sol bekleri Timothee Kolo'nun etkili oyunları ile fark yaratacaktır. Üstüne bir de Monaco günlerinde ağızda boğazı yakmayan şerbeti ile hoş bir tat bırakan baklava tadındaki Nampalys Mendy de takıma katılınca Puel'in eli daha da güçlendi. Bu sezon yeni stadlarına da geçecekler. Avrupa'da oynayacak olmaları cabası. Taraftarları şu an mutlu lakin sezon içinde dar kadronun ceremesini çekeceklerdir. İşler yolunda giderse 10. sıra onlara az bile gelebilir. 

9. FC Lorient

Fransa değil de Almanya, İspanya ayarında bir ligde olsa "kült hoca" klasmanına girecek olan Christian Gourcuff'un öğrencileri St.Etienne'e giden Benjamin Corgnet haricinde kayıpsız biçimde kadrodaki yerlerini koruyorlar. Caen'de göz doldurucu performanslar sergileyen sol bek Raphael Guerreiro ve Valenciennes'den Bosman Kanunu sonucu transfer edilen Vincent Aboubakar ise az ama öz transferlere örnek olarak gösterilebilir. Geçtiğimiz sezonun Lorient adına en etkili ismi Jeremie Aliadiere'i ise şu ana kadar kadroda tutmakta zorlanmadılar. Savunmada Ecuele Manga, orta alandaki Alain Traore ve U20 Dünya Şampiyonu apoletini taşıyan Mario Lemina ise takımın eldeki diğer mihenk taşları olacaktır. Onların da en büyük silahları Gourcuff'un yanı sıra istikrar.Sanırım en zayıf noktaları ise kale. İyi bir sezon geçirmelerini arzuluyorum.

8. Girondins de Bordeaux

Benoit Tremoulinas Dinamo Kiev'e, Anthony Modeste Hoffenheim'a gönderildi. Tremoulinas'ın yeri Lucas Orban ile güzelce dolduruldu. Dolduruldu evet ama direkt 11'e eklenecek transferlerin bu kadar ile sınırlı kalmasını kimse beklemiyordu. Hakikaten çok iyi bir kalecileri ve lig için fazlası ile yeterli savunma hatları mevcut. Buna karşın hücum hattının dişlilerinin giderek formdan düşmesi ise bir o kadar tezat durum oluşturuyor kadro içerisinde. Direkt olarak skor yükünü çekecek bir ismin eksikliği mevcut ve bunu bir türlü gideremiyorlar. Cheick Diabate'nin bu sezon bu sorumluluğu üstlenip üstlenemeyeceği ise yine bir soru işareti. Diego Rolan ve Henri Saivet'in aşama kaydedip katkı sağlayacağını düşünsem de Bordeaux'nun işi hiç de kolay değil. Savunma hatları onları bu seviyede tutacaktır diye düşünüyorum, göreceğiz.

7. St.Etienne

Pierre-Emerick Aubameyang, Mathieu Bodmer ve Yohan Mollo direkt olarak takımın artı hanesinden silinen isimler oldu. Daha da büyük sıkıntı, bir türlü yerleri doldurulamadı. Toulouse'dan alınan Franck Tabanou biraz olsun Mollo'nun acısını dindirebilir. Benjamin Corgnet transferi St.Etienne açısından beklentileri karşılayacaktır. Yaratıcılık ve skor yükünü de karşılayan Auba'nın yerinin Carlton Cole ile doldurulacağı yönünde çıkan haberler ise taraftarı çıldırtmıştı. Bu noktadan bakacak olursak hala yapılacak transferlerin varlığından emin olabiliriz. Stephane Ruffier, Kurt Zouma, Josuha Guilavogui ve Romain Hamouma gibi isimlerden oluşan çekirdek kadro ise Christophe Galtier'in elinde şekillenecektir. İyi bir forvet transferi ile bir tık daha öteye gidebilirler. 

6. FC Rennes

Kötü geçirilen sezonun ardından yolların ayrıldığı "şapkalı adam" Frederic Antonetti'nin yerine Real Sociedad ile harikalar yaratan Philippe Montanier'in getirilmesi fazlası ile güzel bir hamle olarak kendini gösterdi. Tıpkı Real Sociedad gibi potansiyelli bir ekibin başına geçecek Montanier. Akademisinden çıkardığı birçok genç ile yoluna devam eden Rennes ile kanın uyuşmaması için hiçbir sebep yok. Chris Mavinga'yı 5 milyona Rubin'e yollarken yerini PSG'den Sylvian Armand ile dolduracaklar. Ha patladı ha patlayacak denilen Nelson Oliviera ise forvet rotasyonuna eklendi. Jean Makoun da Aston Villa'dan transfer edilen son ağır top olarak göze çarpıyor. Tek sorunları Romain Alessandrini'nin Marsilya'ya gitmek istemesi gibi göze çarpıyor. Aşı tutacak, tutması gerekiyor. Bu yıl kalbimiz Rennes ile. Umarım daha da üst sıraları görürler. 

5. Olympique Lyon

Aslında onların durumu apayrı bir yazının konusu olabilecek büyüklükte. Jean-Michel Aulas'ın politikası Fransa'da çok konuşuluyor. Bu sabah Lisandro Lopez'i Katar'a sattığı haberi geldi. Bafetimbi Gomis'i de ekonomik sebeplerden elden çıkarmak istiyor. Dejan Lovren'i muhteşem bir fiyata İngilizler'e yolladı. Michel Bastos ile yollar zaten ayrılmıştı. Henri Bedimo, Miguel Lopes, Gael Danic ise yapılan transferler. Geri dörtlü neredeyse tamamı ile değişti. Orta sahada bir sıkıntı gözükmüyor ama forvet hattı merak konusu. Sanırım onların bu yılki performansını Clemen Grenier belirleyecek. Birçok belirsizliğe gebe olan Lyon'un işi benzer kategorideki rakiplerine oranla çok zor.

4. Lille OSC 

Teknik direktör Rudi Garcia, Dimitri Payet, Aurelien Chedjou ve Lucas Digne kayıpları malum. İyi gelir elde ettiler. Buna karşın dişe dokunur tek transfer Simon Kjaer ve transferi önceki dönem bitmiş olan Florian Thauvin.Yeni teknik direktör Rene Girard'ın yapıyı oturtması için yeteri kadar süreyi bulması gerekiyor. Bu süreyi bulduğu ve takımı oturttuğu takdirde önü açık. Bu kayıplara rağmen rahatlıkla bunu söyleyebiliyorum. Özellikle Salomon Kalou elde tutulursa şans daha da artacaktır. Thauvin ise süper star olmak için basamakları bir bir çıkıyor. Aslında beşinciliğe aday gördüğüm Lille, Lyon'un yazdığım durumunda faydalanıp kendine burada yer buldu. Onlara Thauvin özelinde ayrı bir sempati duyduğum da doğrudur.

3. AS Monaco

Geldik tepeye. Dmitry Rybolovlev'in satın aldığı ve başına da Claudio Ranieri'yi getirdiği Monaco daha bu yıl Ligue 1'e yükseldi. Buna karşın yaptığı bir birinden bomba transferler ile futbolun magazin sayfalarında boy boy haberler şeklinde yerini almayı başardı. Federasyon onları almayacak, eksi puanla lige başlanacak derken açılış yapılıyor. 

Futbolcular için vergi cenneti haline gelen Monaco'nun Radamel Falcao, James Rodriguez, Joao Moutinho gibi lüks transferlerin yanında Jeremy Toulalan, Nicolas Isimat-Mirin, Ricardo Carvalho, Eric Abidal ve Fabinho gibi kadronun niteliğini arttırıcı boyuttaki transferleri büyük önem arz ediyor. Elde bulunan Lucas Ocampos ve Yannick Ferreira-Carrasco gibi isimlerle de çevresini süsleyen Monaco'nun henüz zamana ihtiyacı var. Kişisel fikrim Ligue 1'in ilk kovulan teknik direktörlerinden birinin Claudio Ranieri olacağı yönünde. Sekteye uğramasını beklediğim takım ilerleyen haftalarda çıkışı yakalayacaktır. İlk iki benim için açıkçası büyük sürpriz olur. 

2. Marsilya

İştah kabartan Dimitri Payet, Gianelli Imbula ve Benjamin Mendy transferleri ile Marsilya bir basamak daha atladı. Özellikle Dimitri Payet'nin geçtiğimiz sezon net biçimde kısırlık yaşayan hücum hattındaki sorunları çözebilecek kapasitede olduğunu öngörmek kahinlik olmaz. Imbula'nın direkt olarak etki edeceğini düşündüğüm orta saha hattı ise ayrı bir "şeker" oldu. Mendy'nin de şu an sakatlık yaşamasına rağmen ilerleyen haftalarda göze batacak bir genç yetenek olduğunu söylemek mümkün. Üstüne bir de Romain Alessandrini'nin katılması durumunda Marsilya PSG'ye ciddi ciddi, "ciddi" bir rakip olacaktır.

Elie Baup'un özellikle Mathieu Valbuena, Nicolas Nkoulou ve Ayew kardeşler eksenine oturttuğu takım doğru planlama neticesinde yürüyecektir. Buradaki sıkıntı sezon ilerledikçe alternatif yaratmakta sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağı yönünde. Marsilya özelinde not; Alessandrini alınsın! 

1. Paris Saint-Germain

Carlo Ancelotti ve Leonardo gitti; Laurent Blanc geldi derken aslında pek de büyük bir değişim yaşanmadı dersek yanlış olmaz. Bütçesi ile dağları deviren Paris ekibi, bu transfer döneminde de aktif rol üstlenip Arap sermayesini Avrupa'ya akıttı. Edinson Cavani hatırlayamadığım(o kadar uçuk!) bir bonservis bedeli ile transfer edildi. Blanc'a aba altından sopa gösterilerek onu nasıl oynatması gerektiği işaret edildi. David Luiz istendi fakat bir boy küçüğü Marquinhos yine uçuk bir bonservis bedeli ile transfer edildi, muhtemelen onun da yeri vatandaşının yanı olacak. Bu ikilinin baya arkasında kalan Lucas Digne ise Maxwell'in tahtını sallayacaktır. Paris Saint-Germain zaten farklıydı, arayı daha da açmış oldu. Bu yılı da şampiyon bitirmeleri iş değil. Kardeşcikleri Monaco gelene kadar ligi domine edeceklerdir. 

Asıl hedef Şampiyonlar Ligi... Buna karşın o noktaya ulaşabilecekler mi? İlk etapta imkansız görünüyor. Akıllı planlamacılar ise yarı finali işaret ediyor. Neden olmasın? 

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...