10 Mart 2013 Pazar

Kan Kusup Kızılcık Şerbeti İçtim Diyeceğiz



Beşiktaş bir kez daha lider olma veya liderin ensesine yapışma şansını tepti. Kırılma maçlarını almak bu takım için kabir azabından hallice lakin bundan öncesi ile dün geceyi ayırıyoruz.

Tek beklentinin "az buçuk" iyi futbol olduğu sezonda Beşiktaş'ın en kötü oynadığı karşılaşmada dahi bir heyecan bir futbol kırıntısı aksediyordu. Rezillerin oynandığı maçın sonunda dahi "Ulan bu Holosko da bugün ne koşmuş be!" veyahut "Abicim çocuklar ellerinden geleni yaptı. O kahpe yuvarlak bir türlü girmedi dönüşünde de golü yedik. Sağlık olsun." minvalinde cümleler kurup aslında kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyerek yolumuza devam ediyorduk. Feda denildi bir kere. Taraftara takımın arkasında durmak yakışırdı. Hele ki sahadaki mücadeleyi de görünce kaybedilen her maçtan sonra inanın üzüntü maçın sıcaklığında kalıyordu. Çünkü takım bir şekilde Beşiktaşlılık normlarına uyuyordu. İstek, ısırma en önemlisi de "emek" oluyordu. Gel gelelim dün akşamki maça. 

Dün akşam Mamadou Niang dışında bir tek isim tam konsantre değildi. Net biçimde görülenlerin başında bu geliyordu. Ardından boş vermişlik, vurdumduymazlık gibi hiç de bu takımın emaresi olmayan ve garipsediğim ruh halleri göze çarpıyordu. İşte can sıkan da buydu. ,

Maçtan önce "umut" etmiştik. Milyon tane ayrıntı var demiştim. O milyon tane ayrıntının birkaçına takılmak suretiyle umutlar sekteye uğradı. Olsun hala o umutlarım devam ediyor. Evvel zamanda yakın olduğum bir arkadaşımla ters düştüğüm konu buydu. "Umut öldürür insanı." demişti. Saçmalıyorsun demiştim. Belki de o haklıydı. Hiçbir sonuçta fark etmeyecek. Yine kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyeceğim. İlerleyen günleri hep birlikte göreceğiz.

Ufuk Tolga Aldırmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...