8 Mart 2013 Cuma
G.Saray - G.Birliği= Atana mı,atamayana mı?
Daha önceki yazdığım yazılarda da değindiğim, sıklıkla Galatasaray'ın mevcut sorununun temeli olarak dayanak sunduğum, lüks tüketimi transferleri bir arada oynatma çabası Galatasaray'ı 3 puandan daha etti.
Kısaca maç özelinde konuşacak olursak, Drogba'nın yokluğunda, 4-4-1 ve 4-2-3-1 arası değişkenlikte bir dizilişle sahaya çıkan sarı kırmızılılar, Gençlerbirliği'nin de 2.bölgeden pas servislerine müdahale etmemesi,rahatsız edici hamlelerde bulunmaması nedeniyle, özellikle ilk 20 dakikada, savunma arkasına koşularla çok etkili oldu. Mevcut orta saha profillerinin, topla hareket yetisinin düşük, pasör oyuncular olması, mobilizasyon yada, duvar olucak bir forvetle yay civarı konuşlanabilen profillerde olması nedeniyle, oyunun özellikle ilk yarısı savunma arası, hedef oyuncunun önüne atılacak paslarla geçti. Galatasaray'ın bu paslarda oldukça da başarılı olduğunu belirtmek lazım. Kaçırılan onca golden biri gol olsa,şu anda başka şeyler de konuşuyor olabilirdik,mümkündür.Ama bu yakalanan pozisyonları,kolaylıkla sağlamak biraz da misafir ekibin, önde basmaması ve yay civarı Selçuk ve Sneijder'in servislerine izin vermemesinden kaynaklanıyordu. Gençler adına da, tempolu ve sezonun belki de en istekli mücadelesini gösteren sarı kırmızılıaları hızlı hücumlarda yakalayarak gol fırsatları aramak ana hedefti. Hızlı hücumlarda, forveti besleyecek ön orta saha oyuncusunu topla buluşturmada başarılı olsalar, Dany'nin de yokluğunda giderek ağırlaşan G.Saray'ın önde kurulan savunmasını cezalandırabilirlerdi.Nitekim 60.dakikada gelen gol haricinde bu taktiği iyi değerlendirdiklerini söylemek çok ama çok iyimser olur. Maç boyunca çok kötü oynadıkları şu karşılaşmadan 3 puanla ayrılmaları bir futbol mucizesi olarak da söylenilebilir.
Golden hemen 3 dakika önce Sneijder - Umut ve Emre - Amrabat değişikliği yapan Terim-Davala artık her kimse, çift forvete dönüş yaparak,pek de kimsenin yorumlayamadığı bir hamle yaptı. Emre'nin iç-merkez oyuncu profili itibariyle, orta alana da desteğinin olması ( Sneijder de dahil ), yerine Amrabat gibi çizgiye mahkum bir ismin girmesi, G.Saray'ın merkez baskısının azalmasına sebep verdi.
Gole kadarki hızlı hücum denemeleri hemen yay civarında karşılanan G.Birliği, hızlı hücumda, sağ kanatta Vleminckx'in duvar-servisiyle topla buluştu. İçeriyle çok başarılı bir orta gönderen, ( adını unuttum şimdi ) eleman, Belçikalı'ya orta değil pas verdi. Aynı güzellikte topa kafayı vuran,Vleminckx tek pozisyonda gol nasıl atılırın dersini verdi.Golün hemen sonrasında 65.dakika Hamit'i çıkarıp Drogba'yı alan, G.Saray o dakika sonrası, doldur boşalta dönerek,2 yıldır pas oyununun güzel bir örneğini sunduğu Süper Lig'de, amatör futbol havası estirdi. O tartışmalı penaltıya kadar suni tehlikeler dışında atak dahi bulamayan G.Saray, hakemin eyyamcılığıyla bir lütüf yakaladı. Tanrı inancı olan biri değilim ama takdir-i ilahi midir,nedir anlayamadım,Beckham vari dağlara vurdu.O topu dağlara vurur,zemine küfreder,biz ağlardık..Maçın öyküsü bu kadar.Sonrası kabulleniş ve F.Bahçe-Beşiktaş'a bu sezon bilmem kaçıncı kez sunulan fırsatın başlangıcıydı.
Ha bir de unutmadan,Hamit kardeşim,hamama mı gidiyorsun,ne yapıyorsan yap artık;Böyle cenabetlik olmaz,yazık insanları verem ettin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder