5 Mart 2013 Salı

"Hasretinden" Prangalar Eskittim

Sanıyorum bu derbiyi Beşiktaş nasıl kazanabilirdi sorusunun tek cevabı Olcay'ın golü ile biten maçta cevabını buldu. Hızlı ve direkt hücumlar, duran toplar...

Fenerbahçe çok üstün başladı. Fenerbahçe net biçimde ligde bu noktaya gelene kadar oynadığı en iyi oyundan daha iyi bir oyun oynayarak ilk yirmi beş dakikayı geçirdi. Net biçimde "gol" olan top açıkçası yardımcı hakem tarafından bir nevi yeniliyordu. Dakikalar sonra gelen Sow'un golü ise aslında adaleti de beraberinde getiriyordu. Fenerbahçe'nin ilk yirmi beş dakikayı üstün oynamasında etken olan faktörler:

1.Tempoyu Beşiktaş'a bırakmayıp olayı akışına bırakmamaları.
2. Gökhan Süzen-Olcay Şahan ikilisinin bulunduğu sol kanadın adeta bir kulvar gibi kullanılması. Bunda etken Olcay olarak gösterilse de Gökhan'ın arkasına çok top kaçırması birincil sebeptir.

Maçın ikinci bölümü ise yirmi beşinci dakikadan ilk yarının bitimine kadar olan süre olarak göze çarpıyor. Yenilen gol Beşiktaş'ı uyandırdı. Samet Aybaba'nın bu yılki derbilerde "korkak" oyuna iten oyun anlayışının neden olduğu prangalar Fernandes önderliğinde kırılıyordu. Bu prangalar artık eskimiş ve kurtulunması gereken bir hal aldığı Galatasaray'ın on kişi kaldığı dakikadan beri aşikardı. Nitekim en son söyleyeceğimi başta söylerim mantığıyla ilk paragrafta belirttiğim o gol atabilme olasılıklarından duran top organizasyonu gerçekleşiyordu.

Üçüncü bölüm ise denge oyunu şeklinde geçen ve değişikliklere kadar süren bölümdü. Bu bölümde Fenerbahçe sağ kanattan "Gol geliyor!" diye haykırırken gelen Gökhan-Emre Özkan değişikliği ve Emre'nin maç içinde "taraftarın bile kademesine girmesi" ile belki de maç dönüyordu. Nitekim Niang'ın golünden önce yapılan ortanın ismi de Emre oluyordu. Ardından Sivok'un izleyenleri afallatan top arama merasimi neticesinde Kuyt-Sow iş birliği ile gelen gol oyundaki dengenin skora yansıması haline geliyordu.

Son bölüm ise taktik değişimlerin yapıldığı dakika olan yetmiş üçüncü dakikadan başlıyor. Caner ve Mehmet Topal'ı oyun alanına atan Kocaman'a karşı hamlenin Oğuzhan ile gelmesi önem arz ediyor. İki teknik direktör de direkt olarak kağıt üstünde kazanmaya yönelik hamle yapıyordu lakin Oğuzhan direkt olarak etki edemese de doğru yerlerde bulunması ve yaptığı koşular ile rakip savunmanın çözülmesini de sağlıyordu. Beşiktaş'ın temposuna kapılan Fenerbahçe Olcay'ın 92 metrelik koşusuna ve muazzam bir direkt hücuma yeniliyordu.

Maç içinde dikkatimi çeken birkaç maddeyi de sıralarsam:
1. Fenerbahçe orta sahası eş kenar üçgen misali yerleşirken Meireles'in top çıkarmak için sarkık oynaması önemli bir hamleydi.
2.Yobo ve Mehmet Topal'ın yokluğunda hava toplarında zaaf göstermeye meyilli hale gelen takım Topal'ın oyuna girişi ile bunu tölere etmeyi bir nebze olsun becerdi.
3. Golden sonra kompakt biçimde geride beklemek isteyen Fenerbahçe bunu net biçimde aslında beceremediğini bir kez daha gösterdi.
4. Holosko'nun haddinden fazla içeri girmesi ve Sow'un da önceki karşılaşmalara nazaran biraz daha dışarıda konuşlanması dikkat çekici unsurlardandı.
5. Kayserispor karşılaşmasından sonra bu karşılaşma direkt olarak Samet Aybaba'nın pozitif yönde yaptığı hamleler ile kazanılmış puanlar olarak farklı bir önem arz ediyordu.
6. Uzun bir süreden sonra Aykut Kocaman'ın bu denli az eleştirilecek performans göstermesi de önemlidir.

Sonuç nedir peki? Beşiktaş ikincilik iddiasını sürdürdü. Zorlu maçlar ve her şeye gebe bir lig mevcut. Şampiyonluk çok büyük oranda Galatasaray'da kalacak. Beşiktaş'ın bunu mental anlamda kaldırabilmesi çok zor. Fenerbahçe ise Türkiye Kupası ile teselli bulup ikincilik için oynamaya devam edecek gibi gözüküyor.

NOT: Olcay'ın attığı o gol aslında bir derbi galibiyetinden fazlasını getirdi, anlayana.

Ufuk Tolga Aldırmaz

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...