19 Mayıs 1990 Kolombiya doğumlu forvet Victor Ibarbo, Güney
Amerikalı çocukların hemen hemen hepsinde var olan o klasik “futbol topu
peşinde koşturma” hadisesi ile direkt olarak ilgiliydi. Nitekim şanslı olan
kesimde yer bulması küçük yaşta sahip olduğu fiziksel özellikler ve atletik
vücudu neticesinde doğal bir sonuç haline geliyordu.
Kaç yaşında girdiğini net olarak bulamasam da -tahminen
10-11 yaşlarında- alt yapı kademelerinde terlettiği Atletico Nacional formasının
en genç futbolcusu olarak tarihe geçecektir. 18 yaşından gün alırken ilk resmi
maçına çıkan Ibarbo özellikle hızı ve fiziği ile dikkat çekiyordu. Öyle ki bu
hızını daha sonraları doğru kullanıp 100 metreyi on saniyede koştuğunu iddia
edecekti.
Nacional’de çıktığı 61 karşılaşmada beş gol 11 asistlik
istatistik çizerek Kolombiya U-20 takımı ile uluslararası arenada boy
gösterecekti. Burada da çizdiği olumlu profil onu Serie A’ya taşıyacaktı. Şu an Cagliari’de forma giyen Ibarbo,
ülkesinde kendisi gibi zamanında Serie A’nın bir başka takımına yolu tutan ve
bir dönem Real Madrid forması da giymiş olan Freddy Rincon’a benzetilmekte. Cagliari’de
ikinci sezonunu geçiren Ibarbo 63 karşılaşmada yedi gol atıp altı da asist
yapmış durumda. Bu karşılaşmaların 30’unda ilk on birde başladığını da dip not
olarak geçeyim. Gelişmekte olan bir oyuncu olması ve Avrupa’ya direkt geçiş
yapan bir Kolombiyalı için sert bir ligde oynadığını da göz önünde bulunduralım
derim.
Özellikler
Yukarıda 100 metreyi on saniyede koştuğunu iddia ettiğini
belirtmiştim. Bu iddianın notere tasdik ettirilmiş(!) kanıtı var mıdır bilemem
lakin sahada uzun bacaklarının da yardımıyla çok kısa sürede aldığı mesafeyi
düşününce neden olmasın diyorum. Bu sebepten ötürü onun hanesine yazılacak en
büyük artı hız konusunda olur. Aynı
zamanda Ibarbo, fuleli diye tabir edilen futbolcu tiplemesine de giriyor. Bunun
yanında amiyane tabirle canavar gibi fiziği de görüldüğü kadarıyla ekmeğine yağ
sürüyor. Hızı ile fiziğinin bir nebze getirisi olarak, bunun da yanında Serie A
savunmacıların temasla savunma yapmalarını da avantaja çevirip takımına çok
faul kazandırıyor. Faul almasını biliyor diyelim kestirmeden. Ayrıca fiziğin
dezavantajı olarak görülen tekniğinin de onun için hiç de fena olmadığını
belirtelim. Forvetin her noktasında oynayabilmesine karşın birincil pozisyonu
santrafor. Buna paralel olarak top saklama özelliği ve hedef santrafor özellikleri
pekiştirilmiş biçimde kendisinde mevcut. Buna karşın uygulamayı yaparsa çok iyi
bir pres gücü olabileceğini düşünmekteyim. Buna karşın pek o taraklarda bezi
yok ya da teknik direktörü bunu pek istemiyor. Teknik direktör demişken, Ibarbo’yu
çizgiye yakın oynatma sevdası ile net biçimde ona ket vurduğunu izleyici olarak
görebiliyorsunuz. Hızlı hücumlara çıkış ve kontralarda takım tarafından aranan
ilk isim olması onu çizgiye iten dribling özelliği ile birlikte çizgiye
gönderilmesinin ana sebepleridir diye düşünüyorum. Pres gücünün zayıflığının
yanında eksik olan özelliği de net biçimde son vuruşlar. Son vuruşlarını
geliştirdiği takdirde (teşbihte hata olmaz) Burak Yılmazvari bir çıkış
yakalayabilir. Akıl almaz goller kaçırdığı görülmüştür.
İleride Nereye Gider?
Rincon misali Real Madrid’e sıçrayış yapabileceğini hiç
sanmıyorum. Buna karşın Avrupa’nın başaltı takımlarında öğrenci konumunda
olabileceği bir teknik adamın eline düşerse önü açılır. Eğer ondan önce
yakalamaya çalışırım ve Türkiye’ye getiririm derseniz helal olsun derim.
Becerebilirsiniz de. Hodri meydan.
Fiyat Aralığı Ne Olur?
Transfermarkt.com.tr’deki değeri üç milyon Euro. İyi
pazarlıkla rahatlıkla üç milyona alınabilir derim. Hele ki oyuncuya Avrupa
kozunu da sunarsanız. Taş çatlasa Cagliari yönetimi dört buçuk milyon Euro
alır, futbolcuyu verir ki o taş çatlamaz.
Ufuk Tolga Aldırmaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder